Uganda Gezi Rehberi

PAYLAŞ:

Bu küçük ülke, konu doğa olunca sık ormanları, ve dağları içerisinde yüzlerce kuşa, memeli hayvana ve dünyanın dağ gorili nüfusunun yarısına ev sahipliği yaparak çok önemli bir misyona sahiplik ediyor. İngilizce konuşulan Uganda’da 34.8 milyon insan yaşamını sürdürüyor.

Karanlık geçmişinin gölgesinden sıyrılarak turizm bakımından yepyeni bir döneme girdi. Tekrar Afrika’nın incisi olma yolunda ilerleyen ülke, Afrika kıtasının en yüksek dağına, dünyanın en uzun nehrine ve kıtanın en geniş gölüne sahip. Uganda vahşi yaşam gözlemcileri için gerçek bir mücevher.

Birçok sebepten dolayı aksi düşünülse de Uganda hala Afrika rotasındaki en güvenli nokta olmaya devam ediyor. Kamp yaptığınız alanın etrafındaki hipopotamlar haricinde endişelenmeniz gereken hiçbir şeyin olmadığı nadir Afrika ülkelerinden biri.

Bwindi Impenetrable National Park, dünyadaki goril nüfusunun yarısına ev sahipliği yapmakta ve korumakta. Dünya mirası listesinde bulunan park Afrika’nın en ünlü ulusal parkı. Uganda’ya yapılan turizmin büyük bir bölümü burada bulunan ortalama 360 dağ gorili sayesinde yapılıyor diyebiliriz. Park, yağmur ormanları, dağ ve birçok farklı türde bitki örtüsünden oluşuyor ve 120 farklı tür memeliye ev sahipliği yapıyor. 360’a yakın kuş türüyle, meraklılarını kendine çektiğini de söylemeyi unutmayalım.

Ünlü kaynağı Nil Nehri kadar ünlü olan Jinja, Doğu Afrika’nın adrenalin başkenti olarak biliniyor. Burada rafting ve kano aktivitelerinin yanı sıra arazi araçları ve dağ bisikleti kullanma imkanlarına da sahipsiniz. Şehir aynı zamanda şık mekanları ve alışveriş noktalarıyla da ziyaretçilere güzel vakit geçirme imkanı sunuyor.

Uganda’nın en büyük ulusal parkı olan Murchison Falls National Park, Murchison Şelaleleri’ne ev sahipliği yapıyor. Şelaleler Nil boyunca var olan en heyecan verici şeyler olarak tanımlanıyor.

Bunyonyi gölü kuşkusuz Uganda’nın en güzel gölü. Kıvrımlı sahilini çevreleyen 29 ada ve etrafında adeta Nepal’den bir görüntü gibi dik ve teraslı bir coğrafyaya sahip. Özellikle sabah erken saatlerde ince bir sis perdesinin arkasında büyülü bir yer haline geliyor. Birçok konaklama yeri gölde bot gezileri ayarlayabiliyor. İster motorlu botlar olsun ister kanolarla olsun gölde dolaşmanız mümkün. Ayrıca Uganda’daki nadir timsah ya da hipopotamlardan korkmadan yüzebileceğiniz yerlerden biri.

Kidepo Valley National Park, ülkenin güneybatısında kayıp bir vadide bulunan Uganda’daki en büyüleyici manzaraya sahip ulusal park. Zebralar, çitalar, bufalolar, filler, aslanlar, çakallar, zürafalar ve daha bir çok türü bir arada barındıran koruma altında bulunan nadir parklardan biri. 500’e yakın kuş türüyle dünyada Queen Elizabeth Ulusal Parkı’ndan sonra ikinci sırada geliyor.

Rwenzori Dağı en az Kilimanjaro ve Kenya dağları kadar meşhur ve tırmanmayı seven gezginler için popüler bir dağ. Islak, kaygan ve dik olan bu dağ oldukça zorlayıcı bir deneyim yaşatabiliyor. Her seviyede tırmanıcıya uygun kulvarlar mevcut. Günlük yürüyüşlerden, 10 günlük orman yolu ya da teknik tırmanışa kadar birçok opsiyon sunuluyor. Yürüyüş parkurları ve kulübeler oldukça bakımlı ve düzgün. Burada hangi etkinliği seçerseniz seçin sizi eşsiz bir macera ve unutamayacağınız deneyimler bekliyor olacak.

Yemek konusuna çevre ülkelerden ve komşularından çok farklı olmayan bir mutfağa sahip. “Posho”, “Matoke” ya da “Rolex” denemeniz gereken yerel lezzetler arasında. Yerel biralar Uganda’da da oldukça popüler. Ya da “Waragi” ismini verdikleri, tadı cini andıran alkollü içeceklerini de tercih edebilirsiniz.

Haziran ve eylül ayları gezmek için en iyi zamanlar; çok sıcak olmayan ve yağışın minimumda olduğu bir dönem. Ocak ve şubat ayları Rwenzoris’e ya da Elgon Dağı’na tırmanmak isteyen gezginler için en uygun zaman. Ekim ve kasım ayları yağmurlu olsa da daha az turist olacağından gorilleri görebilmek için izin protokolleri çok daha hızlı ve kolay halledilebilir.

Kampala

Yedi tepe şehri ülkenin güneyinde, Victoria Gölü’nün yakınında yer alan Kampala, Doğu Afrika ülkelerinden biri olan Uganda’nın başkenti ve aynı zamanda en büyük şehirlerinden biri. Oldukça güvenli olmasıyla bilinen bu şehir, etkileyici manzaralara sahip değil.

Uganda, Kampala

Şehir, çok sayıda ziyaretçiye, burada birkaç gün ya da sadece birkaç saat geçirmek için bitki örtüsünü, bölgede yaşayan hayvanların tümünü ve şehrin kalan kısmını sunacak. Güvenli bir Afrika şehri nadir bulunur. Yalnız, Afrika şehrindeki yaşamın nasıl olduğunukeşfetmek için zorlanabilirsiniz. Eğer bunu yapmak istiyorsanız başlangıç için Kampala Tepesi’ni (ayrıca Eski Kampala olarak da bilinir) seçmelisiniz.

Mağaza, restoran ve barlarıyla gurur duyulan bu eski şehir merkezi, aktiviteleriyle her zaman canlı görünür. Eski Kampala’nın kalbinde, ülkenin en büyük camisi olan ‘Gaddafi Cami’ bulunuyor. Burada rehberli turlara katılabilir ya da bütünüyle şehir manzarasını seyredebilirsiniz. Diğer yandan rotanızı Uganda Müzesi’ne çevirebilir ve buradaki iki katedrali görebilirsiniz.

Şehrin modern tarihi hakkında bilgi sahibi olmak isterseniz, Kabakas Sarayı ve Idi Amin’in işkence odası (ziyaret edilebilir) ilginizi çekebilir. Genellikle Kasubi Tombs tarihi mekânında, Uganda kraliyet ailesinin geçmiş yüzyıl boyunca kullandığı gömü alanı en fazla dikkat çeken yer olacak. Ancak, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan bu mekan yangın sebebiyle büyük ölçüde tahrip olmuş ve şu günlerde yeniden restore edilme sürecinde.

Kampala’nın kesin olarak günden güne daha güvenli bir şehir olduğunun ve pek çok alanda gezmenin, geceleri bile keyifli olduğunun altını çizmek istiyoruz.

Yorumda Bulun