Eskişehir Gezi Rehberi

PAYLAŞ:

Geçmişini yaşayan ama bir o kadar da yeni kalan güzel şehir…Yunus Emre’nin yurdudur, Nasrettin Hoca’nın mirasıdır… Kuruluşa ve kurtuluşa şahit olmuş şehrin köklü tarihini mutlaka yaşamalısınız. Türkiye’de en yaşanılabilir şehirler listesinde son yıllarda ilk sıralarda yer alan şehrin keşfine çıkın.

Eskişehir, ilk çağlardan Selçuklu Dönemi’ne, Osmanlı Dönemi’nden Cumhuriyet Dönemi’ne kadar her dönemden tarihi izler taşır. Geçmişini yarınlara taşıyan ve daima modernleşen şehir olması özelliğiyle Türkiye’de tek sayılır. M.Ö 14. yy’da Hititler burada şehri merkez alan bir devlet kurmuşlar, daha sonra M.Ö 12. yy’da Frigler Anadolu’ya geçmiş ve Dorylaion adıyla Eskişehir’e yerleşmişlerdir. Han ilçesinin yakınında bulunan Midas Anıtı veya diğer adıyla Yazılıkaya Frig’lerin bölgedeki yerleşiminden kalan önemli eserlerden birisidir. Şehir ayrıca Pers’lerin ve Bizans’ın da hakimiyetine girmiştir. Selçuklular döneminde şehir “Sultanönü” adını almış, ardından Osmanlı topraklarına geçmiştir. Eskişehir, Cumhuriyet Dönemi için de önem taşımaktadır. Kurtuluş Savaşı muharebelerinin üçü burada yaşanmıştır. Yüzyılların tüm yaşanmışlığı şehre yansımıştır ve bu nedenle şehirde gezilebilecek birçok tarihi yer vardır. Efsanevi İpek Yolu da Eskişehir üzerinden geçmekteydi ve yol üzerinde kurulmuş olan kervansarayların ve hanların kalıntılarının şehrin çevresindeki köylerde bulunduğu düşünülmektedir. Bu nedenle bazı köylerin ören yeri olduğu düşünülerek Değişören, Örenköy gibi isimler verilmiştir.

Türkiye’nin sürekli gelişen yeniliklerle dolu kentidir Eskişehir. Türkiye’nin 25. büyük şehri olmuştur ve 2015 nüfus sayımlarına göre Eskişehir’in nüfusu 826.716’dır. Şehrin ortasındaki Porsuk Çayı şehrin atmosferine güzellik katmaktadır. Porsuk Çayı üzerinde yapılan köprüler ve çay boyunca düzenlenen gondol turları Avrupa şehirlerini aratmamaktadır. Aynı zamanda Eskişehir kültür ve sanat alanında oldukça gelişmiş bir şehirdir. Şehirde birçok tiyatro salonunun dışında büyükşehir belediyesinin açtığı Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sanat Parkı’nda bulunan opera salonunda operalar da düzenlenmektedir. Ayrıca Eskişehir’de Osmangazi Üniversitesi ve Anadolu Üniversitesi olmak üzere iki tane üniversite yer alır. Bu nedenle şehir öğrenci kenti konumundadır ve hareketli bir gece hayatına sahiptir.

Eskişehir Gezilecek Yerler

Eskişehir tarihin birçok zamanına ev sahipliği yapmış köklü bir şehirdir. Bu sebepten Eskişehir’de gezilecek pek çok yer bulunmaktadır.İlkçağlardan Cumhuriyet dönemine kadar uzanan tarihi yolculuk Eskişehir’e çok fazla yapı bırakmıştır. Her sokağında geçmişin bir yüzüyle karşılaşabilirsiniz. Geçmişini gelecekte yaşayan bu kentin gezilecek görülecek çok yeri vardır. Ayrıca şehrin kaplıcaları da çok meşhurdur.

Sazova Parkı

Eskişehir Bilim, Sanat ve Kültür Parkı veya Sazova Parkı, Türkiye’nin en farklı ve ilgi çekici parklarından birisidir ve Eskişehir’in meşhur parklarından birisidir. 400 bin metrekarelik alana inşa edilen park, Türkiye’deki birçok parktan büyüktür. Sazova Parkı’nda Masal Köşkü, Uzay Evi, Sualtı Dünyası, Amfi Tiyatro, Korsan Gemisi, Eti Sualtı Dünyası ve çeşitli oyun alanları bulunmaktadır. Masal Şatosu parkta en dikkat çeken bölümdür. Şatoya sadece çocuklar değil yetişkinler de ilgi göstermektedir. Şato içinde ayrı bir rehberle gezmek isterseniz bilet alarak gezebilirsiniz. Şatoda , bir varmış bir yokmuş, hediyelikçi, sihirli elma kafe gibi bölümler yer alıyor. Şato pazartesi hariç her gün açıktır. Şatonun kuleleri ise Galata Kulesi gibi Türkiye’den ve dünyadan kule örnek alınarak yapılmıştır. Her bir kulesi farklı bir tarihi kuleye benzemektedir. Ayrıca park boyunca gezen mini bir buharlı tren de bulunmaktadır. Parkın ortasında 25 bin metrekarelik bir gölet bulunmaktadır ve bu gölet üzerinde su kayağı da yapılabilir.

Eskişehir, Sazova Parkı

Park alanında dikkat çeken diğer bölümlerden biri ise korsan gemisidir. Korsanların hayatını yansıtan gemi gerçek bir gemi büyüklüğünde ve ilgi çekici tasarıma sahip. Gemi ücretleri yetişkinler için 1 TL, çocuklar için 50 Kuruş’tur. Park alanında Eti Sualtı Dünyası bölümünde 2150 tane balık sergilenmektedir. Dünyanın farklı bölgelerinden getirilmiş balıkları burada görebilirsiniz.

Odunpazarı Evleri

Eskişehir’e gidip de görmeden gelme diyebilceğimiz bir yer var ki o da şüphesiz Odunpazarı evleridir. Bu evler adını Eskişehir”in ilk yerleşim yeri olan ’ndan alır. Osmanlı’nın izlerini taşıyan bu evler eski ve dar sokak üzerinde sıralanmış ihtişamlı ve renkli görünümüyle varlığını korumaktadır. Odunpazarı evleri Türk mimarisinin örneği ve Eskişehir’de gezilmesi gereken yerlerin en önemlisidir. Ahşap çatılarıyla, kerpiçten yapılma bu evler, tarihi dokusu ve güzelliğiyle her zaman ilgi odağı olmaya devam ediyor. Rengarenk evlerin süslediği sokakların arasında dolaşarak tarihi atmosferi hissedebilir, bol bol fotoğraf çekebilirsiniz.

Eskişehir, Odunpazarı Evleri

Neredeyse üç dört kuşağın yaşadığı bu evlerde nice hikayelerin ve hatıraların izleri var. Çevresinde camiilerin, şadırvanların bulunduğu bu 300 yıllık evler Eskişehir’in en köklü yerlerinden biri haline gelmiştir. Odunpazarı evleri ayrıca dünya çapında da üne kavuşmayı başarmıştır. Bu evlerde daha çok Türkmen ve Osmanlı yaşam biçimleri yansıtılmıştır.

Porsuk Çayı

Eskişehir, Porsuk Çayı

Eskişehir’de gezilmesi gereken yerlerden biri de. Burası Eskişehir’in en hareketli ve en güzel yeri arasındadır. Bayatçık Deresi ve Kızıltaş
suyundan beslenen Porsuk Çayı, Sakarya Nehri ’nin en uzun koludur. Bu bölge Eskişehir‘in önemli turistik bölgesi olarak anılır. Porsuk Çayı Eskişehir’in sembolü haline gelmiştir. Buradaki gezintiniz sırasında mutlaka gondola binmelisiniz. Çayın şehir merkezine bakan tarafıysa adalar olarak isimlendirilmiştir. Bu bölge bir kaç mahalleyi de içinde barındırır. Cafe ve restoranlar Porsuk Çayı’nın etrafında yer almaktadır. Manzara eşliğinde bu mekanlarda çayınızı ve kahvenizi içebilirsiniz. Porsuk Çayı üzerinde bulunan köprüler de Avrupa şehirlerindeki köprüleri aratmamaktadır.

Kurşunlu Külliyesi ve Lületaşı Müzesi

Eskişehir, Kurşunlu Külliyesi

Eskişehir’in Odunpazarı semtinde bulunmakta olan Kuşunlu Külliyesi, Eskişehir’de gezilecek yerlerden biridir ve Odunpazarı Evleri’nin yanında yer alır. Kurşunlu Külliyesi, vezir Çoban Mustafa Paşa tarafından yaptırılmıştır. Caminin kitabesinde yazdığına göre 1525 yılında yaptırılmıştır ve 16. yüzyıl Osmanlı dönemi eseridir. Külliyede camii şadırvan, imaret ve iki kervansaray bulunur. Caminin kubbesi kurşunla kaplı olduğu için kurşunlu adını almıştır. Yapılar bir bütün olarak ele alındığında buranın bir Mevlevi Dergahı olarak kullanıldığı düşünülmektedir. Külliye mimarının kesin olmamakla birlikte Osmanlı mimarlarından Acem Ali olduğu bilinmektedir. Ancak kervansarayları Mimar Sinan’ın yaptığı destekleyen belgeler de vardır. Camiinin tabhane olarak yapılmış bölümünde Eskişehir Sanatları Çarşısı’nda ebru, hat gibi el sanatları yapılmaktadır.

Nasrettin Hocanın Evi

Eskişehir, Nasrettin Hocanın Evi

Dünya mizah edebiyatında önemli bir yer tutan fıkralara sahip Nasrettin Hoca 1208 yılında, Sivrihisar’ın Hortu Köyü’nde doğmuştur. Eskişehir’ in Sivrihisar İlçesi ve Hortu Köyü’nde her yıl Nasrettin Hoca’yı anma şenlikleri ve adına halk edebiyatı seminerleri düzenlenmektedir.

Frig Vadisi

Antik kent Eskişehir’e 90 km. uzaklıkta Han ilçesine bağlı olan Yazılıkaya Köyü bitişiğinde yer almaktadır. Vadide Frig Krallığı, Lidya Krallığı ve Pers İmparatorluk döneminde üç ayrı yerleşme evresinin bulunduğuna ilişkin birçok temel ve yapı kalıntısına rastlanmıştır. Diğer yandan, Midas Anıtı’nın çevresinde akropol üzerinde bir kentin varlığına ilişkiler bulgular saptanmıştır.

Eskişehir, Frig Vadisi

Kayalık bir platform üzerine kurulmuş ve Erken Tunç Çağlarında yerleşim görmüş olan Midas (Yazılıkaya) Friglerin dini merkezi olmuştur. Antik şehirde Hitit kültürüne ait kendi stilleri ile yaptıkları kaya kabartmalarına rastlanmıştır. Hititlerden sonra Frig kenti olarak gelişen Yazılıkaya’da Frig kültürüne ait kale duvarları, yerleşim yerleri, kaya kabartmaları, kaya anıtları, su sarnıçları, sunak yerleri, karlıklar, kaya mezarları, basamaklı anıtlar, nişler, antik yollar olmak üzere 33 adet eser bulunmaktadır. Bunlar doğa koşullarından dolayı yıpranmış olsalar da günümüze ulaşabilmişlerdir. Roma ve Bizans çağlarında Frig yapıtlarının çoğu dini amaçlarla tahrip edilmiş, yerlerine kaya barınakları ve kaya mezarları yapılmıştır. Kaya yüzeyine bir tapınağın cephesi biçiminde işlenen Frig kaya anıtları, sembolü, kutsal hayvanı aslan olan Frig dini, tek tanrısı ana tanrıça Kybele’ye adanmıştır. Vadinin ormanlık kısmında, Çukurca Köyü’nden Kümbet Köyü’ne kadar uzanan bölgede 25’e varan anıt, kült anıtları, açık hava ve doğa tapınakları, kale, mezar ve diğer eserler bulunmaktadır.

Pessinus

Ana tanrıça Kybele’ye ithafen Sivrihisar İlçesi’nin Ballıhisar Köyü’nde kurulmuş bir şehirdir. Tapınak kenti olarak bilinen Pessinus Romalılar döneminde de kutsallığını ve önemini korumuştur. Bugün kente ait stadyum, tiyatro, tapınak, su kanalı ve nekropola ait kalıntılar bulunmaktadır. Antik kentte 1967 yılından beri arkeolojik kazılar yapılmaktadır. Kazıdan çıkan eserler Ballıhisar’daki müzede sergilenmektedir.

Doryleaum

Helenistik, Roma ve Bizans Çağlarını yaşamış Höyük kentin kuzey bitişiğinde ve Muttalip Köyü’nün doğusunda yer almaktadır. Höyüğe ve eteklerinde yer alan temel hafriyat sırasında çıkarılan Helenistik, Roma ve Bizans Çağlarına ait eserler Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmektedir.

Karacaşehir

Roma ve sonra Bizans Çağı’nda yapılmış, Osmanlılar tarafından takviye edilmiş kale kenti olarak anılan Antik Kent Eskişehir’e 6 km. uzaklıkta, Karacaşehir Köyü’nün güneybatısında yer almaktadır. Günümüzde, kentin müdafaa surları tamamen yıkılmış, yalnızca doğu ve batı girişindeki kulelerden küçük parçalar kalmıştır. Kalenin içerisinde karargah binaları, sarnıç ve sokaklar, ev harabeleri görülmektedir.

Midas Anıtı

Yazılıkaya platformunun kuzeydoğu yamacında doğuya bakan cephede yer alan anıt bazılarınca Yazılıkaya, bazılarınca da Midas Anıtı olarak adlandırılmıştır. Antik kent adını bu anıttan almıştır. Kentin en önemli yapıtı olan anıt, Frig kaya anıtlarının en görkemlisi, bölgenin ve dünyanın en önemli eşsiz yapıtlarındandır.

Yunus Emre Külliyesi ve Türbesi

Eskişehir Mihalıcçık İlçesi Yunus Emre Beldesi’nde (Sarıköy) dir. Eskişehir-Ankara demiryolu yakınından geçmektedir.

Yunus Emre bu dünyada yaşayan insanları sevgiye, birlik ve beraberliğe çağıran bir halk aşığıdır. Mezar taşının ön cephesinde yazılı olan “gelin tanış olalım, işi kolay kılalım, sevelim sevilelim, bu dünya kimseye kalmaz.” sözlerinde Yunus Emre’nin yaşam felsefesi özetlenmektedir.

Seyit Battal Külliyesi

Seyitgazi İlçesinde, 150 metre yüksekliğinde Üçler Tepesi’nin doğuya bakan yamaçları üzerindedir. Bu külliye Seyyit Battal Gazi’ ye ithafen yaptırılmıştır (1207 – 1209).

Müzeler :
Atatürk ve Kültür Müzesi,Eskişehir Arkeoloji Müzesi,Osmanlı Evi Müzesi,Yunus Emre Müzesi,Seyitgazi Müzesi ve Eskişehir Valiliği Lületaşı Müzesi…

Sarıkaya Mağarası

Eskişehir Mihalıççık yolundan ayrılan Büyüdüz-Sasa-Yalınkaya yönüne gidilerek Yalımkaya köyüne ulaşılır. Yalınkaya’dan Domya deresinin derin kanyonu içerisinden bir saatlik yürüyüşle gidilir.

Eskişehir, Sarıkaya Mağarası

Toplam uzunluğu 591 m. olan mağaranın iki girişi vardır. Birbirine bağlı üç kattan oluşur. Tabanında kum, çakıl ve molozlar bulunan mağaranın alt katı nemli olduğundan damlataşlarca zengindir. Oluşumları devam eden bu damlataşlar sarkıt, dikit, sütün, duvar ve perde damlataşı, damlataş havuzları çoğunlukla siyah ve kahve renklidir. Üst katlar fosil şekildedir. Damlataş yönünden fakirdir.

Mağaranın soğuk ve nemli bir havası vardır. Üst kat 13ºC, yüzde 80 neme, alt kat 10ºC, yüzde 90 neme sahiptir.

Mağara, Prehistorik ve tarihi dönemlerde insanlar tarafından kullanıldığını gösteren Çakmaktaşı yongaları seramik ve tuğla parçaları ve insan kemikleri gibi buluntu ve şekillere sahiptir.

Yelinüstü Mağarası

Sivrihisar ile Günyüzü Sakarya Nehri arasında uzanan Sivrihisar Dağlarının güneydoğusunda yer alır. Ankara-Eskişehir veya Ankara-Polatlı-Yunak kara yolların Kayakent Beldesine gidilebilir. Mağara Kayakent Beldesinin hemen yakınındadır.

Toplam uzunluğu 420 m. olan mağaranın girişe göre son noktanın derinliği -90 m.dir. Mağaranın giriş bölümünün sağ tarafından ayrılan küçük inişleri olan dar bir galeri ile ikinci bölüme geçilir. İri bloklarla kaplı salonun içinde değişik damlataş oluşumları bulunmaktadır. Bu salondan aynı oluşumlara sahip diğer iki faklı salona açılır.

Eskişehir, Yelinüstü Mağarası

Yağışlı dönemlerde tavandan damlayan dönemler dışında bütün mevsimlerde kurudur. Eski dönemlerde, bu suları toplamak amaçlı sarnıç ve havuzlar yapılmıştır. İçeride sıcaklık ortalama 20ºC, nem yüzde 70’dir.

Yelini Mağarası ile benzer özellikler gösteren bu mağarada da uzun dönemler insanlar tarafından kullanıldığını gösteren şekil ve kalıntılar mevcuttur.

Yelini Mağarası

Yelinüstü Mağarasının güneyinde yeralan Mağara Sivrihisar ile Günyüzü Sakarya Nehri arasında uzanan Sivrihisar Dağılarının güneydoğusundadır. Mağaraya, Ankara-Eskişehir veya Ankara-Polatlı-Yunak Karayollarından gidilebilir.

Toplam uzunluğu 271 m. olan Mağaranın en derin noktası, girişe göre -26 metredir. Damlataş ve tavan düşen iri bloklarla bir çok salon ve odaya bölünen mağara, görünümleri son derece güzel damlataşlar ile kaplıdır. Genel olarak girişten sona doğru sıcaklık azalarak nem artmaktadır. Girişte sıcaklık 25.5ºC, yüzde 45 nem, son salonda 16.1ºC sıcaklık, yüzde 79.5 nem oranına sahiptir.

Yelinüstü Mağarası ile benzer özellikler gösteren bu mağarada uzun dönemler insanlar tarafından kullanıldığını gösteren şekil ve kalıntılar mevcuttur. Mağara önünde, yamaç ve tarlalarda çakmak taşı, yonga, balta, mızrak uçları bulunmuştur. Girişte toprakta değişik alet, kemik, çanak çömlek parçaları bulunmuştur. Salonda ise tuğladan yapılmış derinliği 2 metreyi geçen havuzlar ve sarnıçlar bulunmaktadır.

Alışveriş

Lüle taşından yapılan eserler, pipo, takılar yöreden alınabilecek en güzel hatıralık eşyalardır.

Eskişehir Mutfağı

Göceli Tarhana, harşıl, çerkez sofrası, çiğ börek, katlama böreğini yerel yemek çeşitleri arasında sayabiliriz

Yapmadan Ayrılma

Yazılıkaya’yı (Midas Anıtı) gezmeden,Sakarıılıca Termal Turizm merkezini ziyaret etmeden, Şehrin en ünlü yemeği olan çiğböreğinin tadına bakmadan, Lületaşı eserlerinden satın almadan…Dönmeyin.

Yorumda Bulun