Trabzon Gezi Rehberi

PAYLAŞ:

Trabzon İmparatorluğu, Roma ve Osmanlı İmparatorluğu gibi büyük imparatorluklara ev sahipliği yapmış şehir, konumu nedeniyle hem ticaret merkezi hem de ihraç limanı görevi yapmıştır. Binlerce yıl boyunca ticaret merkezi olması ve liman kenti konumunda yer alması sebebiyle farklı kültürlerden etkilenmiş olan Trabzon; mutfağı, kültürü ve yapısı ile farklı bir geleneğe sahiptir. Dağların yamaçlarına ve içlerine oyulmuş manastırları, mimari yapıları ile büyüleyici olan kilise ve camileri ve doğanın tüm ihtişamını sergilediği yaylaları ile Trabzon, Karadeniz Bölgesinde görülmesi gereken yerlerin başında gelir. Alışılagelmiş tatil anlayışından uzaklaşmak, yeni yerler keşfetmek ve Karadeniz kültürü ile yakınlaşmak istiyorsanız Trabzon’u mutlaka ziyaret etmelisiniz. Trabzon’da neresi gezilir, ne yenir ve ne alınır gibi tüyoları öğrenmek istiyorsanız sizin için hazırlamış olduğumuz şehir rehberine göz atmalısınız.

Evliya Çelebi’nin notlarında “Bu şehre küçük İstanbul denilse yeridir. İrem bağları gibi süslü bir şehirdir burası.” diye bahsettiği, Karadeniz Bölgesi’nin en büyük illerinden biri olan Trabzon’un tarihi, yapılan arkeolojik kazılar ve yüzey çalışmaları ile alt paleolitik döneme kadar dayanır. Şehrin ismi ile Yunan mitolojisinde Lycaon’un oğlu Trapezeus’un Arkadya’daki adaşına ismini vermesi arasında bir bağlantı vardır. Eusebies’e göre M.Ö. 756 yılında kurulan şehir, bölgedeki en eski yerleşim yeri olarak bilinen Sinop’tan bile eski bir şehirdir. Trabzon şehrinden ilk defa Atinalı Xenophon’un eserlerinde bahsedilir. Merkezinde Yunanların, köylerinde de Kolhislerin yaşadığı şehir, Zigana Geçidi sayesinde dönemin önemli bir ticaret merkezi ve ihraç limanı hâline gelmiştir.

Ticaret merkezi olan Trabzon, daha sonra Roma İmparatorluğu ile girilen savaşları kaybederek Roma’ yönetimi altına girmiştir. Roma Dönemi’nde bazı iç meselelerde başarı sağlayan şehir, ödüllendirilmiş ve serbest şehir statüsü kzanmıştır. Daha sonra Hadrian döneminde yenilenmiş, Trajan döneminde en görkemli günlerini yaşamış ve Germen kabilesi Gotlar tarafından istilaya uğramıştır. İstanbul’un Latinler tarafından işgali üzerine de Komnenus ailesi şehre sığınarak Trabzon İmparatorluğu’nu kurmuştur. Osmanlı ile iyi ilişkiler kuran ve bu sayede varlığını sürdürebilen Trabzon İmparatorluğu, Avrupa’daki büyük devletler ile birleşerek Osmanlı’ya vergi ödemeyi kesmiş ve daha önce ödediklerini de geri istemiştir. Bunun üzerine Fatih Sultan Mehmet 1461 yılında şehri işgal ederek Osmanlı topraklarına katmış ve o tarihten sonra Trabzon, Osmanlı topraklarının egemenliğinde kalmıştır. Cumhuriyetin ilanından sonra ise Türkiye’nin altmış birinci ili olarak günümüze kadar gelmiştir.

Gezilecek Yerler

Roma ve Osmanlı gibi büyük imparatorluklar döneminde eyalet merkezi ve ticaret noktası hâline gelen Trabzon’da gezilecek yerler arasında özellikle birçok tarihi yapı sayılabilir. Trabzon’un Maçka ilçesinde yer alan ve M.S. 365-395 yılları arasında yapıldığı düşünülen Sümela Manastırı, muhteşem manzarası ve mimari yapısı ile mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerlerdendir. İki rahibin rüyalarında Hz. İsa ve Hz. Meryem’i görmesi sonucunda inşa edilen bu akıl almaz yapı, mimarisi ile ülkemizdeki en nadide tarihi yapılar arasındadır. Trabzon’un merkezinde bulunan Trabzon Kalesi ise şehirdeki diğer görülmesi gereken yerlerden biridir. Şehrin en yüksek tepesinde yer alan ve Osmanlı döneminde inşa edilen kale, bir tarafından denizi bir tarafından da yemyeşil doğayı seyredebilmenize yardımcı olur. Boztepe’de yer alan Kızlar Manastırı, Kaymaklı Manastırı, Esiroğlu beldesindeki Kuştul Manastırı ve Hagaios Savas Kaya Kiliseleri de yine şehirdeki görülmesi gereken yerler arasındadır.

Karadeniz bölgesinin tüm özelliklerini gösteren Trabzon ili, Türkiye’nin en büyük şehirlerinden birisidir. Bu ile geldiğiniz zaman gezilecek yerlerin çokluğundan şikayet edebilirsiniz. Yorucu bir gezintinin ardından şehre veda etmek için son bir kez Boztepe’ye çıkarak, şehrin özetini seyre dalabilir, müthiş manzara karşısından mükemmel bir noktayla Trabzon gezinizi sonlandırabilirsiniz. Trabzon’a gezmek için gelenlerin ilk ve son ziyaret ettikleri yer olan Boztepe, işletmeleri, manzarası ve havasıyla Trabzon’a gelenlerin aklını ve gönlünü fetih etmeyi biliyor. Yeşiller arasında kalmış olan tepe, Trabzon ilini kuş bakışı seyretmeyi dileyenler için iyi bir mekan.

Boztepe

Boztepe’yi ziyaret edenlerin çoğu sabah güneşin doğuşunu izlemek için gidiyor. Oldukça erken vakitte, kendilerini bu müthiş manzaradan mahrum bırakmak istemeyenler, tesislerin en güzel yerlerinden birini kapmak için geliyorlar. Güneşin doğamaya başlamasıyla ilk tesislere güneşin sıcaklığının ve ışığının vurduğunu görebilirsiniz. Bu güzel manzara eşliğinde Trabzon kahvaltısını tesislerde yapmanızın büyük bir zevk olduğunu söylemem gerekiyor. Kimileri de güneşin batışını izlemek için tesislere akın ediyorlar. Akşam güneş batmadan tesislerde oturacak yer bulmak bazen çok zor oluyor. Hatta çok yoğun olduğu zamanlarda, oturmak için sıraya girmeniz gerekiyor. Trabzon ilini ziyaret edenlerin güneşin doğuşu ve batışı için geldikleri Boztepe, Karadeniz manzarasını iliklerinde hissetmek isteyenler için ideal bir mekanı ifade ediyor.

Trabzon, Boztepe

Trabzon merkeze bakan Boztepe, Karadeniz’in uçsuz bucaksız deniz manzarasını da misafirlerine sunuyor. Akşamları şehrin ışıklarının meydana getirmiş olduğu eşsiz ışık gösterisi, sevgilisi veya ailesiyle Trabzon gezisi yapanların muhabbetli bir gece geçirmelerini sağlayacak ortamın meydana gelmesini sağlıyor. Dert, sıkıntı ve kederlerinizi bir kenara bırakarak, Karadeniz üzerinden esen rüzgarların serinletici ve rahatlatıcı etkisine kendinizi bırakabilir, kederlerini Karadeniz’e götürmesi için müsaade edebilirsiniz. Oldukça duygu dolu anlar yaşayabileceğiniz Boztepe, aslında duygu tepesi olarak adlandırılmalıydı. Şairlerin ve roman yazarlarının sevgilileri buluşturduğu yer olan Boztepe, Karadeniz ve Trabzon manzarasının fotoğrafını çekmek isteyenler için ideal bir ortamı sunuyor.

Mutlaka Trabzon ziyaretinizde planlarınız içerisinde Boztepe olmalı. Bu eşsiz manzaranın Trabzon için tutacağınız günlük veya hatıra defterinizde mükemmel bir yerinin olacağını düşünüyorum. Sadece manzarasının eşsiz güzelliğiyle insanları Trabzon’a hayran kalmasını sağlayan Boztepe, havası, çayı, kahvaltısı, işletmeleriyle sizlere güzel bir deneyim yaşatıyor.

Sümela Manastırı

Trabzon’un Maçka içerisinde yer alan Sümela Manastırı, MS 365-369 tarihleri arasında yapıldığı ön görülmektedir. Kapadokya Kiliseleri’ni andıran yapısı ve içerisinde bulunan odaları ile adeta yaşayan bir tarih olma özelliğine sahiptir. Sümela, Trabzon’un engin ve uçsuz bucaksız dağlarını manzarasında saklamaktadır.

Manastır, kuruluşundan sonra birçok yapım evresi geçirmiştir. Bugünkü kalıntılardan ana kilise ve çevresindeki küçük hücreler III. Alexios zamanından kalmadır. Osmanlı döneminde padişahlar manastıra maddi yardımlarda bulunmuş ve vakıf olarak fermanlar vermiştirler. IV. ve XII. yüzyıllarda kutsal suyun yanındaki kava kavuğunda kilisenin kuruluşu gerçekleşir. XII. ve XVIII. yüzyıllarda batı kesimindeki şapel ve hücrelerin, ayazmanın, kitaplığın inşası ve fresklerin yenilenmesi, XIX. yüzyılda ise bugün ayakta kalan 5 katlı, balkonlu kesiş odalarının ve diğer bölümlerin yapımı gerçekleşmiştir.

Trabzon, Sümela Manastırı

Ana kilise, birkaç küçük şapel, hücreler, çeşme ve kesiş odalarından oluşan manastır tam olarak sağlam hiçbir yapısı bulunmamaktadır. Özellikle freskler, çok tahribe uğramış, bir bölümü yerlerinden sökülerek çalınmıştır. Son devirde yapılan kesiş odaları dıştan sağlam görünmesine karşın iç bölümleri tümüyle yıkılmıştır. Manastır günümüze değin birçok onarım görmüştür.

Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü 22 Eylül 2015 tarihinden itibaren bir yıl süreyle restoran çalışması başlatacağını ve bu süre zarfında manastırın ziyarete kapatılacağını duyurmuştur.

Trabzon Kalesi

Şehir merkezinde bulunan ve şehrin en yüksek kesimlerinde yer alan kale, Trabzon şehrini gözler önüne sermektedir.

Yaklaşık bir dönümlük araziyi kaplayan kale, mimarisiyle ve sahil boyunca yer yer tesis edilen diğer küçük kalelere benzeyen planı ile tipik Bizans kalesi özelliğini taşır. Kale küçük yuvarlak kulelerle desteklenmiştir.

Trabzon, Trabzon Kalesi

Evliya Çelebi Osmanlı’nın devşirdiği bu kaleyi şu sözlerle ifade etmiştir; “Dağ tarafında cehennem kuyusuna benzer bir derin hendeği vardır ki yetmiş yedi adam girer. Safî kesme kayadır. İçinde camii, muhafazacı evleri, mahzenleri, cephaneleri vardır.”

Vazelon Manastırı

Türkiye’nin ilk manastırı. Kayıp kültürün ve gizli maneviyatın beşiği olan Vazelon Manastırı görülmesi gereken tarihi yapıtlar arasındadır. Sümela kadar meşhur olmasa da Vazelon Manastırı, M.S. 270 yılında inşa edilmiştir. İncil’de adı geçen Vaftizci Yahya Peygamber’e adanan bu tarihi yapı, bölgedeki en eski manastırdır.

1923 yılında manastır terk edildikten sonra önemli ölçüde tahribe uğramıştır. Yamaç bir alanda bulunan manastıra merdivenle çıkış sağlanır. Merdivenin sonunda manastıra girişi sağlayan 3,80 m genişliğinde, 1,85 m çıkıntılı, üç yönde pencereleri olan kule şeklinde bir giriş bulunur. Bu bölümden odalara giriş sağlayan 39 m uzunluğunda, 1,50 m genişliğinde bir koridora geçilmektedir. Koridorun her iki tarafında üçerden altı oda bulunur. Öğrenci ve misafir odaları işlevini gören bu odaların bulunduğu kısmın üç katlı olduğu ve üzerinde iki katlı ahşap odaların yapıldığı düşünülmektedir.

Trabzon, Vazelon Manastırı

Öğrenci ve misafir odalarının bulunduğu bölümden merdivenle avluya çıkılır. Avluda, Sümela manastırında olduğu gibi kutsal mağaranın önünde bir kilise yer alır. Oldukça tahrip olmuş kilisenin duvarları fresklerle bezelidir.

Avlunun güneyinde mutfak, yemek salonu ve fırının varlığı gözlenir. Kuzey tarafta ise kemerli kalıntılar bulunmaktadır. Manastırın tüm cephesi dışardan 40,80 m uzunluğunda olup, genişliği de 13 metredir.

Manastırın 9 m kuzeyinde yer alan şapel 5×3,50 m boyutlarında olup girişi batıdandır. İç kısımda yer alan fresklerin oldukça tahrip olduğu görülür.

Peristera Manastırı

Trabzon, Peristera Manastırı

Orman kokuları ve eşsiz derelerin arasında bulunan Peristera Manastırı, gezerken tarihini hissedip yaşayabileceğiniz ender bir güzelliğe sahiptir. Dağın içine oyulmuş olan bu yapının tarihi, yaklaşık 1400 yıl öncesine dayanmaktadır.

Ayasofya Kilisesi

İçerisinde müze bulunduran Ayasofya Kilisesi, pek çok medemniyetin eserlerine ev sahipliği yapmaktadır. Tarihin ve kültürel ögelerin yaşatıldığı manastır her yıl binlerce ziyaretçi tarafından ziyaret edilmektedir.

Trabzon, Ayasofya Kilisesi

Trabzonda ki gezilecek yerler arasında bulunan Ayasofya Manastır Kilisesi Konstantinopolis’in Latin Haçlı orduları tarafından işgal edilmesi sonucu kentten kaçan ve daha sonra (1204) Trabzon Rum İmparatorluğu’nu kuracak olan Komnenos Ailesinden Kral I. Manuel tarafından 1250-60 yılları arasında yaptırılırmıştır. Trabzon Rum İmparatorluğunun Osmanlı himayesi altında 1584 yılına kadar kilise olarak kullanılan yapı sultanın emriyle camiye dönüştürülmüştür. I. Dünya Savaşı sırasında Ruslar tarafından işgal edilen Trabzon’da bu yapı depo ve askeri hastane olarak kullanılmıştır. Yapı 1964 yılında müzeye dönüştürülmüştür ancak 28 Haziran 2013’de tekrar İslam ibadethanesi olarak kullanılmaya başlanmıştır.

Bölgede meydana gelen bir heyelan sonucunda dere yatağının doğal bir baraj şeklinde kapanması ile ortaya çıkmış olan Uzungöl, Trabzon’daki doğal güzelliklerin başında gelmektedir. Şehir merkezine yaklaşık 100 km. uzaklıkta bulunan Uzungöl, bulunduğu yöreye de ismini vermiştir. Muhteşem orman örtüsü ve dik yamaçları ile mutlaka görülmesi gereken bir manzaraya sahip olan Uzungöl’de yöre halkının ve belediyenin de titizliği ile yaban hayatı hâlâ sürdürülebilmektedir. Kafkas dağ horozu, tilki, ayı gibi yabani hayvanlar hâlâ civardaki ormanlarda hayatlarını sürdürmekte ve bölgenin doğal bir güzellik olmasında önemli rol oynamaktadır. Altındere Vadisi de Karadeniz’in yemyeşil doğasını görebileceğiniz ve doğa ile iç içe bir seyahat geçirebileceğiniz yerler arasındadır. Dik yamaçları, zorlu yolları ve endemik bitki türleri ile Altındere Vadisi, şehirdeki en çok ilgi gören doğal güzelliklerdendir. Sera deresi üzerinde bulunan Sera Gölü, Akçaabat-Düzkoy yolu üzerindeki Balıklı Göl, Çakırgöl dağının kuzey yamacındaki Çakırgöl de diğer doğal güzelliklerden bazılarıdır. Ancak Trabzon’un doğal güzellikleri arasında yaylalarını da unutmamak gerekir. Doğanın tüm ihtişamı ile karşınıza çıktığı Maçka yaylaları arasında Haldizen, Garester, Lapazan ve Şekersu yaylaları şehirde mutlaka ziyaret etmeniz gereken doğal güzelliklerdendir. Son olarak da teleferik ile şehrin çatısı olarak bilinen Boztepe’ye çıkıp çayınızı yudumlayarak nefes kesen Trabzon manzarasını seyredebilirsiniz.

Uzungöl

Trabzon, Uzungöl

Trabzon’un altın gölü. Dağların arasında kalan ve her yıl binlerce turistin ziyaret ettiği Uzungöl, gezmek ve manzara eşliğinde dinlenip, yemek yemek için oldukça ideal bir yerdir. Trabzon Çaykara’da bulunur. Burası doğal güzelliği ile ön plana çıkar. Köy kıyısında bulunan göl aynı zamanda bölgeye ismini vermiştir. Bölgenin Rumca ismi “Saraho”dur. Buradaki ilk yerleşik hayat 1650’den sonra başlar. Gayri Müslimlerin kurduğu 12 hanelik bu yerleşim daha sonra yerini tamamen Müslümanlara bırakacaktır.

Altındere Vadisi

Trabzon, Altındere Vadisi

Dik yamaçları, zorlu yolları ve endemik bitki türleri ile Altındere Vadisi, şehirdeki en çok ilgi gören doğal güzelliklerdendir.

Çalköy Mağarası

Trabzon, Çalköy Mağarası

Dünyanın en uzun ikinci mağarası olarak görülen ve yaklaşık 8 milyon yılda şimdiki hâline ulaştığı düşünülen Çalköy Mağarası, oldukça büyük ve görkemli bir mağaradır. Büyüleyici yapısı ve doğal formu ile keyifli bir yolculuk yapabileceğiniz mağara, Düzköy ilçesinde bulunmaktadır.

Sera Gölü

Trabzon, Sera Gölü

Sera deresi üzerinde bulunan Sera Gölü, ziyaretçilerin uğrayıp çay içtikleri ve manzara eşliğinde fotoğraf çektirdikleri doğal güzellikler arasında yer almaktadır.

Trabzon’da Alışveriş

Trabzon Kemeraltı Çarşısı, şehrin en eski ve tarihi çarşısıdır. El işçiliği ile yapılmış malzemeleri, hediyelik eşyaları ve en önemli bakır ustalarının yapmış olduğu hamam taslarını, ibrikleri, en ince ayrıntısına kadar işlenmiş bakır ürünleri bulabilirsiniz. Giyim, takı ve aksesuar gibi eşyaları bulabileceğiniz bu çarşıda aynı zamanda yöreye özgü kumaş türlerini, yöresel ve geleneksel kıyafetleri ve turistik eşya çeşitlerini de satın alabileceğiniz büyük bir alışveriş merkezi gibidir. Şehir merkezinde bulunan Trabzon Bedesten Çarşısı da yine, birçok zanaat ustasının el emeği ürünlerini, bölgeye özgü kumaş çeşitlerini bulabileceğiniz bir başka tarihi yapıdır. İçerisinde rahatlıkla alışveriş yapabileceğiniz gibi yöresel lezzetleri tadabilmeniz için restoranlar da bulunmaktadır. Çeyiz ürünleri, altın-gümüş takı setleri ve daha birçok yöresel turistik eşyayı bu tarihi mekanlarda bulabilirsiniz. Ayrıca, eskiden Rusların birbirinden ilginç ürünleri sattığı; günümüzde ise yerel halkın yöresel ürünlerini bulabileceğiniz Rus Pazarı da alışveriş yapılabilecek açık mekanlardandır.

Büyük şehir hayatına alışmış ve AVM kültürü ile büyümüş olanlar için de Trabzon’da birçok seçenek yer almaktadır. Forum Trabzon, Trabzon Cevahir Outlet, Varlıbaş Atapark AVM ve Mirapark AVM, şehirdeki büyük AVM’ler arasındadır. Gezmek, soluklanmak veya bir şeyler yiyip içmek için kullanabileceğiniz bu mekanlarda aynı zamanda yöresel eşyaları da bulabilirsiniz. Aybike Sanatevi ve Karun Hazinesi El Sanatları Ustası gibi mekanlar da yine el yapımı eşyaları, bakır ürünleri, halı-kilim gibi hediyelikleri bulabileceğiniz yerler arasındadır. Şehrin maharetli ustaları tarafından yapılan bakır eşyaları ve ince işlemeli altın takı setlerini birçok farklı yerde bulabilirsiniz.

Kültür & Sanat

Çağları aşan tarihi ve büyük imparatorluklara ev sahipliği yapmış dokusu ile Trabzon, kültür-sanat konusundaki girişimleri ve geleneksel etkinlikleri ile şehirdeki kültür hayatını canlı tutmaktadır. Devlet Güzel Sanatlar Galerisi’nde yıl boyu düzenlenen resim sergileri, yine Devlet Tiyatrosu ve özel tiyatrolar tarafından sergilenen tiyatro oyunları ve arkeolojik müzeleri ile Trabzon, halkın ve ziyaretçilerin kültür ve sanat ile buluşmasını sağlamaktadır. Yüzyıllar boyunca seyyah ve araştırmacılara ev sahipliği yapmış Ayasofya Müzesi, 19. Yüzyıl’da yaptırılan ve şu an müze olarak ziyaretçilere açılan Atatürk Köşkü, milli mücadele yıllarında karargah olarak kullanılan Trabzon Müzesi ve şehrin spor faaliyetlerindeki başarılarının sergilendiği Trabzonspor Müzesi, tarihi ve sanatı bir arada görmeyi seven ziyaretçileri ağırlayan mekanlardır.

Şehirde gezilebilecek sanat ve kültür mekanları olduğu gibi uluslararası ve ulusal festivaller de düzenlenmekte ve sanat severlerin ilgisini çekmektedir. 40. kez düzenlenen Trabzon Sanatçıları Geleneksel Plastik Sanatlar Sergisi, şehirdeki ustaların elleriyle yaptığı plastik eşyaların sergilendiği bir sergidir. Ayrıca, Uluslararası Maçka Sümela Kültür ve Sanat Festivali de şehirde düzenlenen bir diğer önemli etkinliktir. Ziyaretçilere Maçka’nın kültürel yapısını ve Sümela’nın tarihi önemini vurgulamak için düzenlenen etkinlik, yurt dışından da birçok ziyaretçiye ev sahipliği yapmaktadır.

Karadeniz’in en önemli illerinden biri olan Trabzon, “Ben Seni Sevdiğimi”, “Çayeli’nden O Yana”, “Didou Nana” gibi birçok ünlü türkünün de ana vatanıdır. Kemençe’nin vatanı, horonun merkezi olan kenti ziyaret ettiğinizde bir konsere ya da etkinliğe giderek yörenin enfes müzik kültürüyle tanışabilirsiniz.

Trabzon Mutfağı

Trabzon denildiğinde akla; hamsi, mısır, lahana ve fasulyeden yapılan yemeklerin yanı sıra pideler ve turşu çeşitleri gelir. Birçok farklı kültürün buluştuğu şehir, zengin bir mutfağa sahiptir. Ancak Trabzon mutfağında en çok göze çarpan yemek çeşitleri hamsiden yapılanlardır. “Hamsinin 40 farklı çeşidi yapılır.” diye anılan şehirde; hamsi tava, hamsi buğulama, hamsi pilavı, hamsi çorbası, hamsi köftesi, hamsi dolması ve hamsi mücveri gibi pek çok yöresel lezzet bulunmaktadır. Karadeniz’e kıyısı olan ve balıkçılık yapılan şehir, hamsinin hemen her türlü tarifinin pişirildiği farklı bir yemek kültürü geliştirmiştir.

Trabzon mutfağında hamsi dışında diğer bir önemli besin kaynağı da mısırdır. Mısır ve mısır unu, pek çok farklı yemeğin ana malzemesini oluşturur ve bunların başında da mısır ekmeği gelir. Ayrıca, Trabzon ekmeği de yöreye özgü olup taş fırında pişirilen ve uzun süre taze kalan bir ekmek çeşididir. Sadece bunlar ile sınırlı kalmayan Trabzon mutfağı, pide çeşitleri ile de damaklarda enfes bir tat bırakır. Kıymalı, peynirli ve bol yağlı pide çeşitleri, yöreye özgü pişirilme ve yapılış tarzı ile leziz bir yemek seçeneği oluşturur. Etli lahana sarması, kara lahana yemeği ve lahana dolması da yine yöre mutfağına özgü lezzetler arasındadır. Uzungöl geziniz sırasında her öğünde tercih edebileceğiniz, mısır unundan yapılan haşıl; ıspanak ve pazı ile hazırlanan iç hoğiç; fasulye kavurması; tereyağı ile yapılan ve harika bir lezzete sahip olan muhlama ve yapıldığı bölgenin adını almış olan Akçaabat köftesi de bağımlılık yaratan enfes Trabzon yemekleri arasında yer almaktadır.

Özel Günler ve Festivaller

Sene boyunca yapılan birçok festival ve etkinlik ile Trabzon, Karadeniz Bölgesi’ndeki önemli cazibe merkezlerinden biridir. Şehrin tamamına yayılmış festivaller, şehir merkezinde yer alan tiyatro ve sinema etkinlikleri ve doğa ile iç içe yapılan yayla şenlikleri, şehirdeki önemli etkinliklerdendir. Özellikle yayla şenlikleri, yerli ve yabancı birçok turistin şehre akın etmesini sağlamaktadır. Mayıs ayının ilk pazar günü Hıdırellez Bahar Bayramı ile başlayan etkinlikler, yıl boyunca farklı ilçelerde ve köylerde devam eder. Akçaabat Uluslararası Müzik ve Halk Oyunları Festivali-Geleneksel Hıdırnebi Yayla Şenliği etkinliği şehirdeki önemli festivaller arasında yer almaktadır. Aynı zamanda Uluslararası Maçka-Sümela Kültür Festivali de ünlü konukları ve yoğun ilgi sayesinde şehirdeki en etkili festivaller arasındadır.

Yeşilin ve doğanın eşsiz bir şekilde görüldüğü Trabzon’da hemen her bölgede farklı yayla şenlikleri düzenlenmektedir. Tertemiz havanın, bol oksijenin, yemyeşil doğanın ve eğlencenin bir arada bulunduğu etkinlikler; Taşköprü Yayla Şenlikleri, Sisdağı Şenlikleri, Lişer Yaylası Şenliği ve Alaca Yaylası Şenliği başta olmak üzere farklı birçok yerde gerçekleşmektedir. Trabzon Büyükşehir Belediyesi ve Trabzon Valiliği tarafından geleneksel oyunların, yöreye özgü dansların ve Karadeniz türkülerinin can verdiği etkinliklerde farklı spor karşılaşmaları da gerçekleştirilmektedir. Ayrıca, dağcılık, trekking aktiviteleri, yamaç paraşütü ve safari gezileri de yine Trabzon’daki festivallerde rağbet gören etkinlikler arasındadır. Fındık ve Karayemiş Festivali, Ekmek ve Kültür Festivali ve Keşan Balıkçılık Festivali de bölgedeki yemek kültürü üzerine düzenlenen farklı etkinliklerdendir.

Konaklama

Şehirde ziyaret amacınıza göre tercih edebileceğiniz farklı konumlarda ve fiyat aralıklarında pek çok konaklama yeri bulunmaktadır. Şehir merkezinde konaklamak isteyenler, Zorlu Grand Hotel, Usta Park Otel ve Aksular Otel gibi otelleri tercih edebilirler. Yine şehir merkezinde bulunan Horon Hotel, Trabzon Yalı Park Hotel, Fengo Hotel & Spa gibi seçenekler de şehre ziyaret için gelenleri ağırlamaktadır. Trabzon’un merkezinde yer alan bu otellerde konaklayarak şehir merkezini gezebilir; daha önce behsi geçen çarşılarında alışverişinizi yapabilir ve farklı bütçelere uygun pek çok otel seçeneği ile tatilinizi daha keyifli ve konforlu bir hâle getirebilirsiniz. Ancak, şehre geliş amacınız yaylaları gezmek, Karadeniz’in eşsiz doğası ile buluşmak ve tertemiz havada ciğerlerinizi oksijen ile doldurmaksa o zaman dağ evleri ve özel yayla konaklarında konaklamanızı öneririz. Maçka’da bulunan ve özel bir kamp alanı olan Livera Camping, Maçka yaylalarını gezmek ve Sümela Manastırı’nı ziyaret etmek isteyenlerin konaklayabileceği, doğayla iç içe bir tesis olarak yer almaktadır. Akçaabat’ta bulunan ve Hıdırnebi Yaylası’nın eşsiz doğası ile iç içe olan Hıdırnebi Yaylakent Tesisleri de doğa severlerin ilgisini çekebilecek konaklama yerlerindendir. Yomra’da bulunan Butik Yomra ve Özbirlik köyündeki Sifter Yayla Evi de size eşsiz bir konaklama imkanı sunmaktadır. Birçok farklı seçenek sayesinde ister şehir merkezindeki otellerde konaklayarak Trabzon gezinizi tamamlayabilir; isterseniz de yayla evlerinde, kamp alanlarında kalarak doğa ile iç içe bir şehir gezisi yapabilirsiniz.

Yapmadan Dönmeyin

  • Akıl almaz mimarisi ve eşsiz manzarası ile Sümela Manastırı’nı ziyaret etmek.
  • Doğanın tüm ihtişamını sergilediği Uzungöl ve Sera Gölü’nü görmek.
  • Ayasofya Müzesi, Trabzon Kalesi ve Atatürk Köşkü gibi yerleri gezmek.
  • Boztepe’ye çıkıp çay içerken şehir manzarasını seyretmek.
  • Tertemiz havaya ve eşsiz manzaraya sahip Trabzon yaylalarını görmek.
  • Birbirinden lezzetli yöresel lezzetlerin tadına bakmak.
  • Tarihi çarşılarından bakır işleme eşyaları, telkari gümüş takıları, yöreye özgü kumaşları ve hediyelik eşyaları almak.

Yorumda Bulun