Japonya Gezi Rehberi

PAYLAŞ:

Japonya, eşsiz bir uygarlığın yeşerdiği, yeninin ve eskinin mükemmel uyumunun yaşandığı nadide ülkelerden biri olma özelliğini taşıyor. Oldukça kalabalık bir popülasyona sahip ülkenin nüfusu 127.3 milyonu bulmuş durumda.

Çok sayıda turisti kendine bir mıknatıs gibi çeken ülkenin kuşkusuz en popüler şehirlerinin başında, başkent Tokyo var. Dünyanın her yerinden gelen gezginler için çok farklı bir kültür ve seyahat deneyimi sunmasının yanı sıra, dil engeline rağmen ülkede gezmek oldukça konforlu. En çok tavsiye edilen otel, “Ryokan” tarzı oteller. Yani Japonya’nın Holiday Inn’leri oldukları da söylenebilir. Diğer otellere göre fiyatları daha yüksek olsa da, tam anlamıyla geleneksel bir Japon deneyimi sunuyorlar. Ryokan’larda her şey doğal ve organik olan, toprak, ahşap, kağıt, bambu ve taş gibi malzemelerden yapılma. Servisine hayran kalınan bu konaklama yerlerinde, her odanın kendisine özel bir adet de hizmetlisi bulunuyor.

Eğer bütçeniz müsaitse, mutlaka en azından bir gece konaklamanızı tavsiye ederiz.

Birazcık Japonya’nın geçmişi, yaşam tarzı ve tarihi düşünülecek olursa, bazı unsurlar oldukça özel geliyor insana. Örneğin Japonya hiç sömürgeleştirilememiş. Çok eski panteist ve animist dini inançlara sahipken bile, modern teknoloji alanında hep sınırları zorlamış. En hayrete düşüreni ise, milyonlarca insanın şehirlerde dip dibe, birbirine saygısızlık etmeden yaşayabilmeleri.

Japonya’da vişne ağaçlarının çiçekli görüntüsü, “Onsen” denilen, Japon kültürünün geleneksel, sıcak doğal kaynak banyoları, Kyoto Tapınakları ve Bahçeleri, kaleleri, Kōya-san’da ki kutsal Budist tapınağı, Hirosima, Fuji Dağı ve geleneksel Kyoto Geyşa Dansları gibi saymakla bitmeyecek gezilecek, görülecek ve deneyimlenecek şey var.

Ülkede ulaşıma baktığımızda hava taşımacılığının güvenilir olduğunu görüyoruz. Bir ada ülkesi olmasından ötürü, adalar arası ya da, limanlar arası ulaşım açısından oldukça konforlu ve işlevsel olduğunu söyleyebiliriz. Dünyada en iyi raylı taşımacılığın Japonya’da olduğunu düşünürsek, uzun mesafelerde otobüsü tercih etmeyeceğinizi düşünüyoruz. Trenler hızlı, dakik, temiz ve konforlu.

Yeme içme konusuna gelince, mutlaka yenilmesi gereken geleneksel tatlar arasında, Shabu-shabu, Sōchū, Tonkatsu, Unagi ve Yakitori yer alıyor. İçecek olarak ise, Japon birası olarak tanınan Birru ve ismi size çok yabancı gelmeyecek Sake tadılması gerekenler arasında.

Ülkenin turistik anlamda en kalabalık zamanı nisan, mayıs ve ağustos ayları. Bu aylar içerisinde uçak biletleri çok daha pahalı oluyor. Haziran, temmuz, eylül ve aralık ayı arası genellikle daha yağışlı oluyor. Her gün yağmur yağmasa da genellikle nem oranı yüksek oluyor. Düşük sezon olarak görünse de, kış mevsimini, soğuk havayı ve karlı dağları seven gezginler için ocak ve mart ayları arası oldukça keyifli bir deneyim olabilir.

Yokohama

Tokyo’nun Rahat Komşusu Yokohama, 3.5 milyondan fazla nüfusuyla Japonya’nın en büyük ikinci şehri. Tokyo’nun ve Tokyo Körfezi’nin güneyinde yer alır. Liman kenti ve merkezi olma yönünde büyük bir geçmişe sahip, 1850’lerin başlarında dış ticarete başlamış olan şehir, Büyük Tokyo Bölgesi’nin bir parçası. Muhtemelen bunun sebebi, tarihsel kökenli, belirgin bir uluslararası ve kozmopolit atmosfer bölgesinde bulunması. Yokohama, özellikle Tokyo’ya göre daha az yoğun bir şehir. Bunun yanında daha rahat insanların olduğu bir ortama sahip ve körfezin etrafında ilgi çekici manzaraları var, bu nedenle turistleri cezbedebilmek için oldukça uygun bir yer.

Japonya, Yokohama

Asya’nın eski ve en büyük yerlerinden olan Çin Mahallesi, belki de turizmin en hareketli noktası. Etrafta alışveriş yaparak ve yemek yiyerek saatlerinizi geçirebileceğiniz büyük ve canlı bir alan. Sankeien Garden önemli noktalardan bir tanesi. Geleneksel bir Japon bahçesi bazı ünlü geleneksel yapılara ve böyle bir yerden bekleyebileceğiniz neredeyse her şeye (göletler, bahçeler ve Uzak Doğu tapınakları) ev sahipliği yapar. Burası ayrıca popüler kiraz bahçelerine sahip olup, harika bir görüntüyü barındırıyor. Yokohama’da görülecek ve yapılacak çok şey yokmuş gibi görünse de aslında öyle değil. İlginç müzelerden (Ramen Müzesi), güzel barları ve yemek yerleri (Çin mahallesindeki İşaret Kulesi 68. kata kadar çıkma imkanı vermektedir), antika tarihi komşulukları ve harika bir alışveriş kültürü, buna örnek olarak Kırmızı Tuğla Depo (Red Brick Warehouse) isimli alışveriş merkezi, eğlenmeniz için garanti veriyor.

Tokyo

Japonya’nın Büyüleyici Başkenti Tokyo, Japonya’nın başkenti. Büyük Tokyo metropolünde yaşayan halk sayıldığında, 35 milyondan fazla nüfusu ile dünyanın en büyük şehri olma özelliğine sahip. Tokyo tarihi Japon manzaralarından, Chiyoda da İmparatorluk Sarayı’nı, Shibuya’nın neon lambalarını ve Harajuku da ilginç modern Japon gençlik kültürünü bulabilirsiniz. Anime mağazalarının hemen yanında olan tapınakları, türbeleri ve sarayları, sushi restaurantları ve karaoke barları bir araya geldiğinde muhteşem olan bir Tokyo şehri ortaya çıkıyor. Batı ülkelerinden seyahat ediyorsanız ve Asya Kıtası’na ilk defa gidiyorsanız, yeni ortama adapte olurken kendinizi şaşırmış ve biraz bunalmış hissedeceksiniz. Ancak daha önce Asya’da bulunmuşsanız, Tokyo tamamen farklı bir yer.

Japonya, Tokyo

Oldukça uygar, düzenli, aynı zamanda renkli ve modaya uygun. Shibuya, buraya yeni gelen turistler için yeni bir başlangıç noktası olarak kabul ediliyor. Gençliğin merkezi olan Harajuku, müzik, moda ve “Bir Konuşabilse” filminin çekildiği yer. Burası modanın geliştiği bir alan, etrafta gelişen olayları ve kalabalığı izleyebileceğiniz bir şehir. Meiji Türbesi ve Sensoji Tapınakları, şehirde yer alan en manevi tapınaklar olup, İmparatorluk Sarayı ve Ulusal Müze de kesinlikle atlanılmaması gereken yerlerden.

Sapporo

Ünlü Kış Sapporo, aynı isimdeki biralarıyla meşhur. Nüfusuna göre bakılacak olduğunda 2 milyon ile ülkenin 4. en büyük nüfusuna sahip. Sapporo, Hakkaido Adası’nda bulunan (başkent olan), Tokyo’nun yaklaşık 830 kilometre (520 mil) kuzeyinde. Sapporo, Japonların yüzyıllarca ya da binyıllarca kökene sahip olan eski şehirlerine karşılık, 1868 yılında kurulmasına rağmen, oldukça modern bir şehir. Meşhur birasının yanı sıra, 1972 yılında yapılan Kış Olimpiyatları ve yıllık kış festivalleri büyük bir üne sahip (her yılın Şubat ayında yapılıyor). Yanı başındaki dağlar ve soğuk havayla birlikte, burada yapılan kış etkinlikleri, egzersiz için bir fırsat. Özellikle kayak merkezleri büyük bir kalabalığı çeker.

Japonya, Sapporo

Sapporo Teine, şehre en yakın dinlenme yeri (yaklaşık 20 kilometre veya 12 mil), fakat biraz daha efor sarf etmek isterseniz 2 saatlik bir yol daha gidip, Niseko’ya gelerek Japonya’nın en iyi tesislerinde konaklayabilirsiniz. Kış etkinlikleri ilginizi çekmiyorsa, bunun yerine yaz aylarında, Japonya’nın diğer yerleri sıcak ve nemli iken, buradaki 25 derecelik rahatlatıcı hava size iyi gelebilir. Eğer böyle bir şey yaparsanız, muhakkak Odori Parkı’na uğrayın (Odorinin anlamı büyük cadde) ve şehri keşfetmeye buradan başlayın. Alışveriş yapmak istiyorsanız, Odori Park’ın yanında bulunan büyük alışveriş kompleksi, Sapporo Faktory’e gidebilirsiniz. Son olarak da sakın Sapporo makarnasını yemeden şehirden ayrılmayın.

Sendai

Ağaçların Şehri Sendai, Japonya’nın Miyagi idari birimindeki, Tohoku Bölgesi’nde bulunan, ülkenin ana adası Honshu Adası’nda, yaklaşık 1 milyonun üzerinde olan bir şehir. “Ağaçların şehri” veya “yeşil şehir” lakaplı Sendai, kırsal ve doğal yaşam arasındaki dengeyi çok iyi kuran bir şehir. Hirosa Nehri, 45 km boyunca şehrin içinden akıyor ve merkez caddeleri, pek çok parkta olduğu gibi, Zelkova ağaçları ile sıralanmış. Geniş Jozenji-Dori Caddesi, Sendai’nin yeşiliyle ünlü.

Japonya, Sendai

Turistler için pek çekici bir yer değil, fakat yılın bazı zamanlarında bu değişiyor; Ağustos ayının başlarında, Tanabata-Matsuri Festivali olduğunda. Bu dönemde sokaklar, parlak ve renkli bambularla ve kağıttan yapılan eşyalarla süslenir. Ancak yılın geri kalanında, kent yaşamının tüm konforunu çıkarmak için yavaşca mükemmel bir şehre dönüşüyor. Alışveriş yapın, akşamları bir şeyler için (bu şehirde yaşayan üniversite öğrencileri, burasının sıkıcı bir yer olmadığını garanti edebilir), etrafı turlayın, Zuihoden Müzesi gibi şehir manzaralarına göz atın, Sendai Şatosu’nun kalıntılarını inceleyin ve Ösaki Hachiman Mabedini ziyaret edin. Sendai yakınlarında, çam ağaçları ile kaplı yüzlerce minik adaya sahip olan Matsushima Körfezi’nin harika manzarasını bulabilirsiniz.

Hatsukaichi

Itsukushima Tapınağı: Japonya’nın En İyi Manzaralarından Biri Hatsukaichi, nüfusu 120.000 civarında olan, Japonya’nın Hiroşima Bölgesi’nd eyer alan bir şehir. Hiroşima’dan, araba ya da  trenle 1 saatten daha kısa sürede kolayca ulaşılabilen bir yer, en önemli manzarası ise Itsukuşima Tapınağı. Shinto Tapınağı, şehrin karşısında bulunan aynı isme sahip bir adada yer alıyor. Bu ada kutsanmış olarak kabul ediliyor ve bu yüzden tarihinden dolayı bazı insanların bu adaya girişine izin verilmiyor. En ünlü hali ise, suyun içerisine kurulmuş torii kapısı olup, suyun gel-git sırasında oluşturduğu harika görsel etkidir. Tüm tapınak kompleksi, Japonya’nın en rağbet gören yerleri arasında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınan yerler arasında.

Japonya, Hatsukaichi

Sai

Budist Kaya Oluşumları Sai köyü, Aomori bölgesinde bulunan Shimokita Peninsula da yer alıyor ve mutlaka ziyaret edilmesi gereken, hayran bırakan Hotokegaura kayalıklarına sahip. Etkileyici bir manzara oluşturan bu beyaz kayalıklar ve kaya oluşumları, sahil boyunca 2 km devam etmekte ve burası yerlilerin verdiği isimle Budist şekilleri olarak anılmaktadır. Bu kayalıklara araba ile de yaklaşabilirsiniz ancak deniz üzerinde feribot ile yakalanan manzara daha etkileyici olacaktır. Sai köyü, sessiz bir balıkçı köyünden fazlası değildir. Konaklama ve diğer turist altyapıları sınırlıdır. Japonlar dışında farklı bir grupla buraya gelmeniz, çeşitli turist tuzaklarına düşmenize neden olacaktır.

Kitakyushu

Kalelerin ve Doğanın Şehri Kitakyushu, Kyushu adasında bulunan Güney Japon Fukuoma bölgesinin bir şehridir. Fukuoma bölgesinden 1 saat araba yolculuğu uzaklığında olan bu şehrin nüfusu 1 milyonun biraz altındadır. Şehir, 1960’larda şu an çekirdeğini oluşturanlardan birinin Kokura olduğu 5 farklı şehrin birleşmesi ile oluşmuştur. Kitakyushu hem havayolları (Yeni Kitakyashu Havaalanı direk olarak Tokyo havaalanına bağlı) hem de buranın ana tren istasyonu olan Shinkansen tren hattı ile kolayca ulaşılabilen bir şehir. Kitakyashu, çelik endüstrisinin yaygın olarak kullanıldığı bir sanayi şehri olmasına rağmen güzel şehir manzaraları da bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi 1602 yılında kurulmuş ve dışarıdan gelen ziyaretçilerin Japon bahçelerini dışarıdan görebilmesine izin veren Kokura kalesi. Burası şehrin ana kültürel merkezinde konumlanmıştır.

Japonya, Kitakyushu

Şehrin dışında ise çimenlerle kaplı Hiraodai Karstik platosu vardır ve bu plato turistlerin bu şehre akın etmesinin diğer sebeplerinden biridir. Son olarakta; Mount Sarakura-yama şehrin kenarında uzanıyor ve teleferikle ulaşabileceğiniz bu yer size şehir üzerinden harika bir manzara sunuyor. Görünüşe göre şimdilerde, Japonya’nın en iyi üç gece manzaralarından birine sahip.

Otaru

Nostaljik Hokkaido’da yapılacak ve görülecek pek çok şey var fakat eğer farklı bir yere gitmek istiyorsanız Otaru’nun sevimli liman kentini yolculuk rehberinizin içine ekleyerek deneyebilirsiniz. Bu şehir 150,000 nüfusu ile Sapporo’ya yakın ve romantik atmosferi, eski binaların yanı sıra yemek ve alışveriş yerleri buranın ülke içi favori mekanları arasındadır. İyi bir şekilde korunmuş, Otaru Kanalı’nı çevreleyen alan etrafında romantik atmosfer ile mükemmel bir tecrübe yaşayacaksınız. Daha da iyisi bir kış akşamı, eski caddenin ışıklarının ve diğer festival ışıklarının yanması ile tam bir harikalar diyarı haline gelecek olması. Meiji zamanından (1868-1912) kalma batılı tarzı binalar, alan etrafında ki arnavut kaldırımlı sokaklar gidip dolaşmak için harika mekanlar.

Japonya, Otaru

Akita

Kırsal Akita’nın Başkenti Akita 323,000 nüfusa sahip bir şehir olup, aynı isimi taşıdığı Japonya’nın Honshu vilayetinin başkenti olarak kabul edilir. Buraya Tokyo’dan gelip, Shinkansen üzerinden Morioka’ya uğrayarak kolayca ulaşabilir ve Hakkaido’ya gitmeyi düşünüyorsanız, bir feribot vasıtası ile Hakkaido’ya buradan geçebilirsiniz. Bölgesel bir merkez olmasının yanı sıra, Akita şehrinin kendisi bir günden fazla bir süre için pek eğlenceli olmayacaktır. Kubota kalesinin bir kopyası ile Senshu Parkı, kiraz çiçeği sezonunda etrafta gezinti yapabilmek için hoş bir yerdir. Benzer kelimeleri Senshu Sanat Müzesi’ni ve Vilayet Müzesi’ni tarif ederken de kullanabiliriz. Akita Kanto (fener alayı) Festivali, gece yapılan geçit töreni, görülmesi gereken ve bu yazıda bahsedilmesi gereken özel bir değere sahiptir. Bu festival Ağustos ayının başlarında düzenlenir.

Japonya, Akita

Son olarak alışveriş yapmak istiyorsanız, Aeon alışveriş merkezi alışverişiniz için ilk hedefiniz olmalı. Daha fazla ilgi duyabileceğiniz yer ise vilayetin geriye kalan kısmı olabilir. Burası doğada oldukça kırsal ve kışın kar ile kaplı olma eğilimindedir. Japonya’da herhangi bir yer buradan daha fazla kırsal olamazdı. Ayrıca Towada Gölü (parlak mavi renkte)’ne , Tazawa Gölü’ne (Japonya’nın en derin gölü), bir samuray kasabası olan Kakunodate ve Chokai dağı’na şehirden günlük güzel bir gezi için gidebilirsiniz.

Nagoya

Gözden Kaçan Endüstriyel Şehir Nagoya; Tokyo, Yokohama ve Osaka’nın ardından Japonya’nın en büyük dördüncü şehri. Bu şehir, Pasifik Okyanusu’ndaki Tokyo’nun güneybatısında yer alır. Kyoto’dan araba ile 2 saatlik mesafede. Şehir, 2. Dünya Savaşı sırasında dümdüz hale getirildiği için, Japonya’nın uçak endüstrisi büyük ölçüde buraya dayanıyor. Özellikle savaş sonrası Nagoya, Japon araba endüstrisinin merkezi haline gelmiş ve başta Toyota olmak üzere pek çok araba firması, burada yer alıyor. Nagoya çok fazla turist çeken bir şehir değil, fakat gelenlere geniş çaplı müzeler ve manzaralar sunan, oldukça misafirperver bir şehir. Şehrin ana manzaraları arasında; Atsuta Tapınağı, sayısız Japon ulusal hazinesine ev sahipliği yapan Shinto Tapınağı ve Nagoya Kalesi bulunuyor. Şehrin simgesi olan yerler ve şehrin orjinali, Edo döneminde inşaa edilmiş. Büyük bir çoğunluğu savaş sırasında yok edilse de, 1959 yılında yeniden inşa edildi. Ayrıca Japonya’nın en büyük kalelerinden biri. Nagoya’daki gece hayatı insanları buraya çeken nedenler arasında. Sakae ve Nishiki, en iyi barlara ve gece kulüplerine sahip. Alışveriş için ise Osu Alışveriş Caddesi gidilmesi gereken yerlerden.

Japonya, Nagoya

Osaka

Tokyo’nun Karşıtı 18.8 milyon nüfusu ile Osaka, Tokyo ve Yokohama’nın ardından en büyük 3. şehir. Pek çok turistin de varış noktası olan, Japonya’nın en işlek havaalanına sahip bu şehir, Honshu’nun Kansai Bölgesi’nde yer alıyor ve Shinkansen’den 1 saat uzaklıkta. Buna rağmen Osaka turist güzergahlarından uzakta kalıyor. Ne Kyoto’nun nefes kesici güzelliğine sahip ne de Tokyo’nun o boğuculuğuna. Fakat kendine özgü karakteri ve kalbi var. Tokyo ilk gittiğinizde “vay be” diyebileceğiniz kadar güzel. Osaka, Japonya’nın geçmişini yakından tanımak için iyi bir yer. Bu şehirdeki insanlar, ülkedeki diğer insanlara göre çok daha dışa dönük ve sıcakkanlı. Yemekleri enfes ve en güzel kısmı ise, gezilecek yerlerde, eskiliğin veya modernliğin bir sınırının olmaması. Gezilip görülecek manzaralara gelindiğinde ise, kaçırılmaması gereken yerler Shitennoji Tapınağı, Osaka Kalesi (şehrin en tepe noktalarından biri) ve Sumiyoshi Tapınağı. Şehirde bulunan en eski yerlerden biri de Shinto Tapınağı. Günün sonunda ise Umeda veya Dotonboriye giderek, yiyecek bir şeyler bulabilirsiniz (birçok ismi olan ve yerli halkın en sevdiği yiyeceklerden Takoyaki, pankek hamuruyla kızarmış, çiğ ahtapot). Son olarak, yerel bir bara giderek yerli halkın arasına karışabilirsiniz, sizi asla görmezden gelmeyecekler.

Japonya, Osaka

Kanawaza

Turistlere Yenik Düşmüş Tarihi Japon Kasabası

Kanawaza, Honshu Adası’nın batı kıyısında kalan, Hokuriki Bölgesi’nin bir parçası olup, Japon Ishikawa Bölgesi’nde yer alan bir şehir. Neredeyse yarım milyon nüfusa ev sahipliği yapıyor. Zengin bir kültürel miras ile birlikte pek çok tapınağa sahip. Mabetler, kaleler ve bahçeleri ile Japonya’yı ziyaret eden turistler için gidilmesi gereken standart güzergahlardan biri olmasına rağmen, garip bir şekilde ilgi görmüyor.

Eğer sadece kısa bir gezi için buradaysanız, Kenroku-en’in Japon Kale Bahçesi, görmek isteyeceğiniz manzaralardan biri olacak. Bu bahçe, Japonya’nın en iyi 3 bahçesinden biri. Yaz aylarında yemyeşil, sonbaharda altın renginde dökülen yapraklar ve kış aylarında ise, gelen Sibirya soğukları ve yağan yoğun kar ile kaplanır.

Japonya, Kanawaza

Burası Maeda Klanı tarafından 17. ve 19. yüzyıllar arasında inşaa edilmiş ve “6 nitelikli bahçe” anlamına geliyor. Peki bu 6 ne anlama geliyor? Ferah, huzurlu, su yollarına sahip, antika, panorama ve beceri kelimeleri bu bahçe için sayılan özellikler arasında. Yeterince ilginç değil mi? Bu güzel bahçenin dışında şehir, pek çok tapınağı, mabedi ve müzeleri ile de övünüyor. Gezilebilecek 2 farklı şehir manzarası daha bulunuyor. Bunlar Nagamachi Samuray Bölgesi ve 21. yüzyıl Çağdaş Sanatlar Müzesi’dir. Bu bölge eskiden samurayların ve Japon savaşçılarının yaşadığı yerlerden biriydi. Konakların, kapıların ve kanalların kalıntılarının bulunduğu bu bölgede gezilebilir.

Niigata

Karmaşık Olmayan Şehir

Niigata, Honshu’nun kuzeybatı kesiminde bulunan bir şehir. Tokyo üzerinden Shinkansen’den geçerek buraya ulaşabilirsiniz. Nüfusu yaklaşık 1 milyona yakın ve Japon denizi kenarında bulunan en büyük şehir olma özelliğini taşımasına rağmen, mutlaka manzaralar ile dolu bir yer olduğu anlamına gelmez. Ayrıca Japonya’nın en hoş bölgelerinden bir tanesinde bulunur ve böylesine basit bir şehri ziyaret etmenin son derece zaman harcamaya değer olduğunu kabul edemez miyiz?

Japonya, Niigata

Geleneksel Japon evlerini görebileceğiniz Kuzey Kültür Müzesi ve şehri tepeden görebileceğiniz Toki Messe Kongre Merkezi, gittiğinize değecek tipik yerler arasında bulunuyor. Furumachi’de harika bir alışveriş yapabilir, nehir (ek olarak Bandai Köprüsü) etrafında sıradan bir tura çıkabilir ve Hakusan parkı gibi hoş parkları ziyaret edebilirsiniz. Şehrin dışına çıktığınızda ise, şehirle aynı isme sahip olan vilayette, her sezona uygun pek çok doğal çekicilik bulabileceksiniz. Naeba gibi ün kazanmış kayak merkezlerinden, sahillere ve sıcak su kaynaklarına kadar pek çok yer, bu doğal cazibe merkezleri arasında yer alıyor. Son olarak da şehrin kuzeyine doğru hareket ettiğinizde Sasagawanagare kayalıklarına kolayca ulaşabileceksiniz.

Nikko

Shogun’ın Anıt Mezarı

UNESCO Dünya Mirasları Listesi’nde bulunan Nikko Şehri, Tokyo’dan yaklaşık 2 saatlik mesafe kuzeyde, Utsinomiya’dan yaklaşık 40 dakika uzaklıkta bulunan turist merkezlerinden biri. Bu şehir aynı isimle anılan ulusal bir parkın girişinde bulunuyor. Ayrıca 1000 yıldan uzun süredir ruhsal etkinliğe ev sahipliği yapan Tōshōgū burada yer alıyor.

Japonya, Nikko

Diğer bir ismi ile Shogun Tokugawa Mabedi, MS 767 yılından günümüze kadar gelmeyi başarmış. Bu mabet, süsü ve parlak renklerle dekore edilmesi sebebiyle Japonya’daki pek çok yerden farklı. Nikko, sadece tapınaklar ve türbeler ile değil, aynı zamanda engebeli arazileri üzerinde bulunan sedir ormanları ile de nefes kesici bir manzaraya sahip. Burada nehirleri, gölleri, şelaleleri ve sıcak su kaynaklarını bulabilirsiniz. Genel olarak yürüyüşe çıkmak için harika bir manzaraya sahip. Nikko, özellikle sonbahar aylarında daha bir çekici hale geliyor.

Nara

1300 Yıllık Eski İmparatorluk Başkenti

Nara, Japonya’nın Kansai kesiminde kalan Nara Bölgesi’nin başkenti. İmparatorluğun 8. yüzyıldaki başkenti olan bu yer, yerel dinin Budizm olmasından dolayı kurulan pek çok tapınak, yazılan kitaplar ve kültürel değeri olan nesneler ile günümüze kadar iyi bir şekilde korunmuş. Konumu gereği Kyoto ve Osaka’ya yakın olan Nara, 1300 yıllık koleksiyona sahip ve nasıl 8 UNESCO Dünya Mirasları Listesi’ne girdiğini orada bulunan birçok tarihi manzara açıklıyor, fakat ne yazık ki bazen turistler tarafından göz ardı ediliyor.

Japonya, Nara

Nara Parkı, şehir manzaralarını keşfe başlayabileceğiniz yerlerden biri. Burada bulabileceğiniz ciddi anlamda etkileyici (sadece boyutundan dolayı) yerlerden biri Buda Heykeli ile üne kavuşmuş olan Tōdaiji Tapınağı. Bunun yanında Kōfukuji Tapınağı, Himuro Mabedi ve pek çok güzel bahçe, keşfedilmek için buraya gelen turistleri bekliyor. Nara Ulusal Müzesi’de yine bu park içerisinde yer alıyor ve ‘Japonya’nın en seçkin ulusal sanat müzelerinden birisi’ olarak tarif ediliyor. Nara Parkı’nın dışına çıktığınızda ise, aslında kopya olan Heijou Sarayı’nı görebilirsiniz.

Takamatsu

Bahçelerin ve Udon’un Şehri

Takamatsu, Japonya’nın Kagawa Bölgesi’nde kalan bir şehri Bu şehir, Japonya’nın güneyindeki Shikoku Adası’nda bulunuyor ve 420,000 civarında bir nüfusa sahip. Takamatsu limanı, Şikoku içine bir giriş noktası olarak hizmet verir.

Şehirde bulunan ana manzaralardan en önemli 2’si Ritsurin Parkı ve Sembol Kulesi’dir. Ristsurin Parkı, bir diğer deyişle “kestane koru bahçesi” Japon bahçelerinin temellerinden ve ülkede ünlü olmuş bahçelerden biri. Geçmişi 17. yüzyıla kadar dayanır ve köprüler ile çaprazlanmış, etrafı gür yeşilliklerle çevrili tepeler bulunur.

30. katından size harika bir manzara sunan Sembol Kulesi, şehrin önemli yerlerinden biri. Sembol Kulesi gezilecek yerlerin en başında gelse de, şehrin kendisi vakit geçirmek için zaten güzel bir yer. Eğer alışveriş yapacak bir yerler bakıyorsanız pek çok iyi alışveriş merkezi ve uygun fiyatlı tasarım ürünü satan yerleri burada bulabilirsiniz.

Kyoto

Japonya’nın Kültürel Başkenti Kyoto

Japonya’nın ana adalarından olan Honshu Adası’nın merkezinde yer alan, 1.5 milyon nüfusa sahip bir şehir. Araba ile Tokyo’dan en az 6 saat sürüyor. Fakat Shinkansen üzerinden gidildiğinde bu süre 3.5 saate düşüyor. Ayrıca Kyoto, Japon İmparatorluğu’na 1000 yıldan daha fazla bir süre başkentlik yapmış, genellikle Japonya’nın kültürel ve tarihsel başkenti olarak görülüyor.

Japonya, Kyoto

Tokyo, Shibuya ve gökdelenlere sahip olsa da, Kyoto da tapınaklara, çay evlerine, mabetlere, saraylara ve parklara sahip. Trenle varış noktanızı hemen görmediğiniz durumda cesaretiniz kırılmasın. Nispeten geniş alanlara yayılmış diğer şehirler gibi, burada sergilenen her şey için yolunuzu bulmak biraz çaba gerektirir. Görünüşe göre şehrin etrafından ve içinden seçebileceğiniz yaklaşık 1000’den fazla tapınak var. Bu yüzden her ilgilendiğiniz yere ulaşmak zor olabilir. Fakat kaçırılmaması gereken yerlerden biri ve Kyoto’nun sembolü olan Kinkaku-ji veya Altın Köşk. Bu altın Zen Tapınağı ve etrafındaki havuz, sakin ve huzurlu bir çevre olarak tatmanız gereken bir tecrübe olacak. Gion’un Geyşa Bölgesi, Nijo Sarayı ve İmparatorluk Kaleleri ilginizi çekebilecek diğer yerler arasında.

Abashiri

Uzak ve Soğuk

Eğer uzak ve sert iklime sahip olan yerleri seviyorsanız, Abastiri’yi sevmek için bir nedeniniz var. Bir balıkçı kasabası olan Abashiri’ye, Sapporo’dan sonra yaklaşık olarak 5 saat boyunca kuzeydoğuya yolculuk yaparak ulaşabilirsiniz.

Japonya, Abashiri

Abashiri 40,000’in altında nüfusa sahip. Kış mevsimi, burada bir hayli sert geçer. Nehir, göl ve nadiren de olsa deniz kış bitene kadar donmuş halde oluyor. Japonya’daki şehirleri arasında, Meiji Dönemi’ne ait hapishanesiyle bilinir. Bu hapishanede ise özellikle politik suçlulular, olağan dışı kötü şartlarda tutulurdu. Şimdilerde ise, kesinlikle gezdiğinize değecek olan halka açık biz müzedir. Ek olarak ben Japonca bilmiyorum diyen insanlar için müze, yeterince İngilizce açıklama ve afişler bulunduruyor. Aynı şeyi Kuzey İnsanları Müzesi için de söyleyebiliriz (sadece Japonya’nın Ainu insanlarına odaklanmamış).

Bir balıkçı kasabası olan Abashiri’nin kalan kısımları ise pek dikkate değer şeyler barındırmıyor. Yakınında bulunan Shiretoko ve Akan Ulusal Parkları bir göz atmayı hak ediyor.

Niseko

Japonya’daki En İyi Kayak Merkezlerinden Biri

Eğer kış sporları yapabileceğiniz bir yer arıyorsanız kar sizin için önemli bir faktör hayır mı? Japonya’nın Hokkaido Eyaleti’ndeki Niseko kenti ile tanışın. Ayrıca Avusturya’daki Alpler ile karşılaştırdığımızda Niseko, ortalama olarak en yüksek sıcaklığa eriştiği zaman bile, -yani bu yaklaşık 3-6 dereceye tekabül ediyor- kar yoğunluğu Alpler’dekine göre üç kat daha fazla ve bu yüzden ülkedeki en popüler kayak merkezi…

Japonya, Niseko

Niseko’yu muhteşem zirve kombinasyonuyla (örneğin 1,898 metrede ki zirve noktasıyla Mt Yotei – Mt Fuji’yle benzerlikler taşımakta) düşünün bir de. Ayrıca muhteşem manzarası, gerçek bir gece hayatı ve leziz yemekleri birleşince ortaya kesinlikle gidilmesi gereken bir yer çıkıyor. Japonya’nın geri kalanı gibi olmayan Niseko, ülkede kış sporları için ilk tercih edilen yer. Ayrıca kar, bu bölgede her zaman toz halinde ve yoğun. 3 köyün yamacında bulunan telesiyej ve gondolla uzaklara ulaşmak hiç de zor değil. Niseko pistleri oldukça yumuşak eğimli ve uzun bir halde. Sert ve karlı havalar her zaman güzel değil, bunun bir de diğer yüzü var unutmayın. Özellikle bazı zamanlarda bu bölgede Sibirya soğukları hakimdir ve bazen günlerce güneşi göremezsiniz. Yüksek yerlerde görüş alanı oldukça kısa mesafededir; bu da ayrıca sorun çıkartabilir .

Hakodate

Umulmayan Hokkaido Parıltısı

Hakodate, beni gerçekten şaşırtmıştı. Eğer Hokkaido Adası’na bir seyahat planlıyorsanız, adanın en büyük üçüncü şehri olan Hakodate’yi yolculuk rehberinize eklemenizi kesinlikle tavsiye ediyorum. Adanın güney kısmına konumlanmış ve yaklaşık olarak Sappora’dan arabayla 4 saat uzaklıkta, Shinkansen şehrine de oldukça yakın. Hakodate deyince insanların aklına gelen iki şeyden biri taze deniz ürünleri; diğeri ise büyülü bir şekilde mükemmel olan gece manzarası.

Hakodate’in özelliklerinden bahsedecek olursak, manzarasıyla Asya’daki en iyi ada diyebiliriz, hatta belki de dünyanın en iyisi… Hakodate’in doğu yakasındaki en uç noktada bulunan Hakodate Körfezi’ne gidin. Buradaki zirvenin yerden yüksekliği 334 metre olunca etrafınızın tamamen deniz tarafından çevrelendiğini hissediyorsunuz. Bu noktaya, yürüyerek, bisikletle ya da teleferikle ulaşabilirsiniz. Kesinlikle geldiğinize değdiğini fark edeceksiniz. Buraya ilk çıktığınızda, manzara karşısında kısa süreli bir nefes darlığı yaşayabilirsiniz.Bize Hong Kong’daki Victoria Kulesi’ni anımsatmıştı. Kış aylarında buraya geldiğinizde etrafınızın bembeyaz karla çevrili olduğunu hayal edin.

Japonya, Hakodate

Deniz ürünleri yemek için, Hakodate Morning Çarşısı’na gitmelisiniz. Bu arada oradaki insanlar gerçekten turistleri çok seviyor. Hakodate Çarşısı yılda 2 milyon insan tarafından ziyaret ediliyor. İnsanlar buraya özellikle leziz yemekler ve canlı atmosferi için geliyorlar. Hakodate’te görülmesi gereken diğer ünlü yer ise, Motomachi kasabası.

Hakodate, Japonya’nın uluslararası ticarete açılan ilk limanıdır. 1800’lü yıllarda açılan bu limana gelen yabancı tüccarlara, Motomachi kasabası ev sahipliği yapmıştır. Rusya Ortodoks Kilisesi, bir Katolik Kilisesi ve başka ülkelere ait tarihi konsolosluklar bulunur. Kış aylarında cazibesi iki kat daha artıyor. Edo Dönemi’ne ait batı tarzı Goryokaku Kalesi, sanırım bu kasabada bulunan görülmesi gereken en son yerdir. Gezinizi tamamladığınızda hiç beklemediğiniz parıltıda bir Hokkaido/Japonya gezisi olduğunu hissedeceksiniz.

Yorumda Bulun