Cibuti Gezi Rehberi

PAYLAŞ:

Cibuti küçücük fakat dolu dolu bir ülke. Fransızca ve Arapça konuşulan bu ülkenin nüfusu 792,198 civarında. Dünyada çok az ülke Cibuti kadar tuhaf manzaralar sunabilir. Tuz göllerini, volkanları, çökmüş ovaları, kireçtaşı bacalardan tüten sıcak buharları, bazalt platoları ve devasa kanyonları bir düşünün. Bütün bunlar Cibuti’nin bulunduğu konumun bir hediyesi. Ülke üç tektonik plakanın kesiştiği yerde ve Kızıl Deniz’in tam dibinde duruyor.

Açık hava maceraları burada oldukça çeşitlilik gösteriyor. Özellikle de zorlayıcı yürüyüşleri seviyorsanız tam yerine geldiniz demektir. Bunların yanında dalışı ve uçurtma sörfünü seviyorsanız, ben balinalarla şnorkel yapmak istiyorum diyorsanız Kızıl Deniz sizleri bekliyor olacak.

Başkent Djibuti City neyse ki çok büyük gelişimlerden ve yapılanmalardan uzak duruyor. Burası sadece eko turizmine yoğunlaşmış vaziyette. Cibuti’de tek başınıza gezmek sandığınızdan daha pahalıya gelebilir. Ancak Afrika’nın bu kesiminden harika deneyimler ve hatıralarla döneceğiniz garanti.

Başkentin havasında çok bariz bir değişim hissi yakalayacaksınız. Cilalı kentin haraketliliğinin altında ayakları çok yere basan, sosyal ve kültürel kombinasyonların yaşandığı bir şehir yatıyor.

Cam gibi ve ılık Kızı Deniz dalgıçlar ve şnorkel yapmayı sevenler için mükemmel bir ortam sağlıyor. Çoğu dalışlar Maskali ve Moucha adalarında gerçekleşiyor. Bu bölgeler her tecrübe ve lisansta dalgıç için özel dalış noktaları sunabiliyor. Batık sever dalgıçlar ve resif dalgıçları için burası adeta bir hazine. Dalış için en uygun aylar kasım ve mart ayları.

Ghoubbet körfezi köpekbalığı balinalarını yakından görmek için harika bir yer. Burası devasa olduğu kadar zarif hayvanları görebileceğiniz nadir yerlerden biri. Ancak bu devasa güzellikteki hayvanları gözlemlerken aranızda en az dört metre olduğundan emin olmayı ihmal etmeyin.

Burada çok lezzetli deniz mahsulleri, pirinç, makarna ve yerel et yemekleri bulacaksınız. Bu yemeklerin çoğu Fransa’dan etkilenmiş olsa da, daha kırsal kesimlerde seçenekler biraz daha az. Keçi eti ve pilav genellikle ana yemekleri oluşturuyor. Alkolü ise başkentte rahatlıkla bulabilirsiniz.

Kasım ve ocak ayları Cibuti’yi ziyaret etmek için en ideal zamanlar. Açık hava aktiviteleri ve balinaları görebilmek için bu aralığı yakalamaya çalışın. Günlük derecenin 40’ı geçtiği mayıs ve eylül aylarını pek tavsiye etmiyoruz. Ekim, şubat ve nisan ayları ziyaret için kötü zamanlar sayılmaz. Özellikle Goda dağında vakit geçirmek isteyenler için.

Djibuti City

Ülke ile aynı adı taşıyan Cibuti, ülkenin başkenti ve en büyük şehridir. 1888 yılında Fransızlar tarafından  kurulmuştur. Planlanmış bir kent merkezine sahip olan Cibuti, Avrupa ve  Afrika semtlerine ayrılmış durumdadır. Aynı zamanda büyük bir limana sahip olması sebebiyle, ülkenin en büyük ticaret merkezidir. Liman sayesinde şehirde balıkçılık gelişmiş ve iş olanakları yaratmıştır.  Cibuti kentinin doğu kıyılarında uzun turistik plajlar yer almaktadır.

Cibuti, Djibuti City

Şehir sıcak ve kuru bir iklime sahiptir. Yıllık ortalama sıcaklık değerleri ise 32 derece civarındadır. Kıyı şeridinde 130mm yağış ortalaması mevcuttur.

Ülke mutfağında et oldukça önemli bir yere sahiptir. Özellikle keçi, koyun ve deve eti tüketilir. Kızıldeniz balıkları da ülkede çokça tüketilmektedir. Afrika mutfağından seçenekler ve bazı dünya mutfağından restoranlar da ülkede bulunabilecek seçenekler arasındadır. Ülkede bulunan yerel restoranlar, batılı restoranlara göre çok daha uygun fiyat sunmaktadır. Melting Pot, Japon mutfağından Afrika mutfağına kadar farklı lezzetler sunan, tercih edebileceğiniz bir restorandır.

Moucha Adası

Cibuti, Moucha Adası

Cibuti Cenneti Tadjourah Körfezi’nde bulunan ve Aden Körfezi’ne bağlayan Cibuti Sahili’ne, ülkenin baş kentinden feribot ile yarım saatlik bir yolculukla kolayca varabilirsiniz. Küçük bir ada olan Moucha Adası (1.6 ile 2.4 kilometre arasında) 20 kişilik yerleşik bir halka sahip. Bu küçük adada bulunan 20 kişi, normal dünya yaşantımızdan farklı bir hayat sürüyor. Adadaki kurak görüntü o kadar muhteşem olmasa da önünde bulunan tertemiz, beyaz kum sahil ve turkuaz renkli deniz daha önce el değmemiş bir görüntü sergiliyor. Çevresinde bulunan mercan kayalar ise bu mükemmel resmi tamamlıyor. Ayrıca dalışlar için de mükemmel bir yer. Ne yazık ki adada yalnızca bir otel bulunuyor. Lagoon Bleu üzerinde bulunan bu otel, daha önce gelmiş olan kişilerden de oldukça farklı yorumlar almış.

 

Yorumda Bulun