Batman Gezi Rehberi

PAYLAŞ:

Güneydoğu Anadolu bölgesinde yer alan bir ildir. Dicle’nin can verdiği topraklara yayılan ve zengin bir tarihi geçmişe sahip Batman Hasankeyf antik kenti, üç bini aşkın mağarası, orta çağdan kalma tarihi köprüsü, eski çarşısı, camii minareleri ve tarihsel anıtlarıyla bir doğa harikasıdır. 1990 yılına kadar çok hızlı bir gelişme yaşayan , 16 Mayıs 1990’da, Siirt’in Beşiri, Kozluk ve Sason ilçeleriyle, Mardinve Gerçüş ilçelerinin merkeze bağlanmasıyla Türkiye’nin 72. ili olmuştur.

Batman tarihi açıdan yeni bir şehir olmakla birlikte, bu alanda kurulan şehirlerin tarihi Sümerler’e kadar uzanır. İluh Tepesi’nin bulunduğu alanda, bir Sümer şehir yerleşiminin bulunduğu bilinmektedir. Ancak bataklık bir arazi üzerine kurulu olduğu için şehrin zaman içinde yeraltına göçtüğüne inanılmaktadır. Araştırmalar, İluh Tepesi olarak adlandırılan arazinin doğal olmadığını, yapay bir tepe olduğunu göstermiştir. Bu nedenle  Batman’ın da adını “batmak” teriminden almış olabileceği düşünülmektedir. 1940 yılında Batman civarında petrol bulunmuştur.

Hasankeyf

Hasankeyf Batman il merkezine 37 km. uzaklıkta tarihi bir yerleşim birimidir. Kuzeyinde uzanan Raman sıra dağları ile güneyinde yer alan sıra dağlar arasındaki vadi içerisinde akan Dicle nehri kenarında yer almaktadır.

1926 yılında Gercüş ilçesine Bucak olarak bağlanan Hasankeyf, Batman’ın il olmasıyla 18 Mayıs 1990 tarihinde ilçe olarak Batman’a bağlanmıştır. Sanayinin gelişmediği ilçeden göç olmaktadır.GAP kapsamında yapımı programlanan Ilısu barajı suları altında kalacağına ilişkin bilgiler 35 yıldan beri ilçeyi yatırımlardan mahrum bırakır olmuştur. 21 köyün bağlı olduğu Hasankeyf’te yaygın olan dokumacılık sanatı da yok olmak üzeredir.

Batman, Hasankeyf

Vadi içerisinde oluşan verimli tarım alanları sera işletmeciliği için oldukça elverişlidir. Tarıma elverişsiz alanlarda, meralarda hayvancılık yapılmakta , kış mevsiminde göçerlerin kışlağı olan ilçe toprakları bölgede süt ürünlerinin ucuz olmasını sağlar. Ayrıca Dicle nehrinde alabalık avcılığı yapılmaktadır. İlçe merkezinde 4181, köylerde ise 7240 kişi yaşamaktadır.

Hısn-Kayfa, Dicle nehrinin güney sahilinde Diyarbakır’a su yolu ile 110, Cizre’ye 85 km. Uzaklıktadır. Hısn, kale-hisar anlamındadır. Sonradan kısaltılarak Hısn-Kayfa olmuştur, Cumhuriyetin ilanından sonra Türkçe fonotiğe uydurularak Hasankeyf şeklini almıştır. Şehrin kimler tarafından kurulduğu kesinlikle bilinmemektedir. Sadece ilk çağda “CEFA” adını taşıdığı ve bir Süryani Piskoposluğun merkezi olduğu bilinmektedir. İnşa edilidiği arazinin kolaylıkla işlenmeye müsait olması yüzünden kasabanın çevresi mağaralarla doludur.

Hasankeyf İslam hakimiyetine girdikten sonra sırasıyla Abbasilerin, Hamdanilerin, Mervanilerin eline geçmiştir. Türkler tarafından Hasankeyf’in fethi 1071 Malazgirt Meydan Muhaberesinden sonra olmuştur. Selçuklu Sultanı Alparslan’ın komutanlarından Artuk oğlu Sökmen, 1101 yılında burada ilk Urartu beyliğini kurmuştur. Tarihçiler bu devri HISN-KAYFA ARTUKLULARI olarak isimlendirmişlrdir. Hasankeyf önce Artukoğullarına, sonra onların “AMİD” (Diyarbakır) ı fethetmeleri üzerine her iki ülkeye 130 sene başkentlik etmiştir.Bu devlet 1231-32 yılında yıkılana kadar şehri imar etmişlerdir. O devirde halen Dicle köprüsü, büyük ve küçük saray, kale kapıları ayakta kalan yapılardır. Artukluların burada para bastıkları ele geçen sikkelerden anlaşılmaktadır. Bu gün Hasankeyf’te harap bir şekilde gördüğünüz kıymetli eserlerden bir çoğu Artukoğuları zamanının hatırasıdır.

Batman, Hasankeyf

1232 yılında Eyyubi Hükümdarı el-Melik, el-Kamil şehri zaptederek Artukoğulları hakimiyetine son verdi. Kendisi de 30 sene kadar hükümdar olabildi. Artık büyük Moğol akın başlamıştır. 1301 yılında Moğollar bu meşhur ve mamur şehri zaptederek yağma ve tahrip ettiler. Bu tahrip o derece ağır olduki, Hasankeyf bir daha eski halini bulamadı. Eyyubiler Moğolların istilası sırasında onlara tabii olarak yine devam etmiştir. Bu gün Hasankeyf’te ayakta olan Sultan Süleyman Camii, Kale (Ulu) Camii, Koç Camii, El-Rızk Camii, İmam Abdullah Zaviyesi, Kızlar Camii bu devre ait yapılardır. Kısa bir zaman Akkoyunlu kakimiyetne (1461-1482) girdi. Bu gün Hasankeyf’te bulunan Zeynel Bey türbesi Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan’ın oğlu Zeynel Bey’e aittir. Akkoyunlulara ait Hasankeyf’teki tek eser budur. 1516 yılında tamamen olarak Osmanlı hakimiyetine girdi. Osmanlılar, şehri kısmen harap olmuş ve eski önemini kaybetmiş halde buldular.

Gezilecek Yerler

Kale

Dicle nehri kenarında 100 metre yükseklikte yekpare kaya kütlesi üzerinde yer almaktadır. zamanında Roma İmparatorluğunun en görkemli  üslerinden biri olan kaleye 2 gizli ve 2 açık yol dışında ulaşmak mümkün değildir kesin tarihi bilinmemektedir.

Batman, Kale

Kale Kapıları

Aslanlı kapı olarak bilinen birinci kapı 1986 yılında düşen bir kaya kütlesi nedeniyle tahrip oldu. Halk arasında Yılanlı Kapı olarak anılan ikinci kapı ise Hasankeyf’in en önemli eserlerinden biridir.

Küçüksaray

Eyyubiler tarafından yapılmıştır. Kuzeye bakan pencerenin üzerinde yer alan iki arslan figürü, izolasyon amacıyla tavanda kullanılan küpçükler yapının dikkat çekici özelliklerindendir.

Ulu Camii

Batman, Ulu Camii

Eyyubi döneminin en eski eseri olan Ulu Camii, 1325 yılında bir kilise kalıntısı üzerine inşa edilmiştir. kitabelerin yanı sıra iç mekanda alçı süslemeler vardır. yakın geçmişte kubbeleri çöken caminin avlusunda yüzlerce ton su kapasiteli sarnıç bulunmaktadır.

Su Yolları

Hasanleyf’te üç koldan su temin edilmiştir. Hasankeyf’in yaklaşık 10 km. kuzeydoğusunda bulunan Akyar Marvani) köyünden şehre kanallar vasıtası ile su taşınmıştır. Yine Hasankeyf’in kuzeyindeki Karaköy (Reşşi) köyü istikametinde bulunan “Ziha” vadisinden şehre su taşınmıştır. Bunun dışında Birleşik kaplar sistemi kullanılmıştır.

Diğer önemli eserler ;

  • El-Rızk Camii,
  • Büyük Saray,
  • Hasankeyf Köprüsü,
  • Sultan Süleyman Camiii,
  • Koç Camii,
  • İmam Abdullah Türbesi,
  • Zeynel Bey Türbesi,
  • Hamam, Mağaralar,
  • Dicle Nehri,

Yetişen Bilginler

Alaaddin Haskifi (1612-1677) Hanefi fıkhının temel eserlerinden olan “Dürrül Muhtarın ” yazarıdır.

Ebu Lutf Haskifi (…….-1455) Şafii mezhebi alimlerindendir. İsmi Muhammed b. Ali Mahsur b. Zeynel-Arap el-Haskifi El Makdisi’dir. Fıkıh, şiir ve arap edebiyatı alanında ileri derecede bilgi sahibi olup Kudüs’te vefat etmiştir.

El- Hatip El Haskifi. (1068-1158) Hasankeyf’te büyüdü. Bağdat’ ta edebiyat derslerini gördükten sonra Şafii fıkhını öğrendi. Daha sonra Meya Farkin’e (Silvan) geldi ve orada müftü oldu. Aynı yerde vefat etti.

İbni Molla “Ahmet b. Muhammed Haskifi. (1531 – 1599) İbni Molla adı ile meşhurdur. Şafii alimidir. Halep’e yerleşti. Pozitif bilimleri tahsil etti. Halep yakınlarında eşkiyalar tarafından şehit edildi

Ebul İz El Cezeri Hasankeyf’te öğretim görevliliği ve mühendislik yapmıştır. Günümüz kompitürün babası. Sibernetik ve otokontrol biliminin kurucusu sayılan El Cezeri mekanik ve otomasyon alanında 50 projesi mevcuttur. Projeleri III. Ahmet Kütüphanesinde orijinal eseri olan “Kitap El Hilye vel Marife vel Hendesede” bulmak mümkündür.

Batman Bilim Adamı, Ebul İz El Cezeri

Robot, otomotik abdest alma makinası, emme basma tulumbaları, kandil saatleri ve müzik çalan sazlar kendi eserleridir. Amerikan Bostan Üniversitesi eserini 1974 te ingilizceye tercüme etmiş, İTÜ Teknoloji Enstitüsü de projelerini uluslar arası sergilerde tanıtmaktadır. Günümüz de Amerikan ve alman Üniversiteleri El Cezeri’ nin mekanik biliminden faydalanmaktadır.

Ulaşım

Genelde, kendisi ve çevresi çok zengin olan Mardin’de konaklamayı tercih edenler minibüs ile önce Midyat sonra da Hasankeyf’e gitmeyi tercih etmektedirler. Batman’dan ise yalnızca 30-40 km’lik bir mesafe olduğundan buradan da minibüs ile ulaşım son derece kolaydır.

Konaklama

Hasankeyf’te, ne yazık ki, kalacak yer imkanı neredeyse hiç yoktur. Batman ya da Mardin’deki konaklama imkanlarından yararlanılıp, minibüslerle günü birlik ziyaretler yapmak genelde tercih edilmektedir. Ancak, seven ve alışık olanlar için çadır kurararak kamp yapmak da pek ala mümkündür ve bunun için bazı mağaralardan/oyuklardan yararlanmak dahi mümkündür.

Alışveriş

Hasankeyf’te halen 3-4 tane kadar kalmış dokuma tezgahlarında üretilen ve nadiren bulunabilen ‘Cav-Mebrum’ diye bilinen şeffaf kumaşı, çok zor ama, bulabilirseniz kaçırmayın. Bunun dışnda geleneksel oya işleri, kilimler gerçekten almaya değer. Batman’da, hala şanslı iseniz, yöresel gümüş işlere bakmadan geçmeyin. Mutlaka zevkinize uygun birşeyler bulacaksınız.

Batman Mutfağı

Son derece küçük olan Hasankeyf’te yöre yemekleri hamur işleri, bol yağlı et yemekleri ve yöreye özgü hamur işleri yemek mümkündür. Yörenin taş ekmeği HEVRA’nın ise tadı bambaşkadır.

Yapmadan Ayrılma

Buralara kadar gelmişken yalnızca Hasankeyf’le bırakma, Mardin’in eski sokak, çarşılarını, dini, tarihi ve mimari eserlerini, Midyat’ın son derece sevimli mimari ve insanlarını, Cendere Köprüsünün heybetini görmeden dönme. Hele hele meşhur Mardin mutfağının, badem şekerinin ve cevizli sucuğunun tadına bakmadan oralara gitmiştim deme. Eh bir de MIRRA içtinmi bu gezinin tadı tamamlanmış olur.

Yorumda Bulun